Eğer İzmit’e gitme fırsatınız ve gezme imkanınız da olduysa,
yolunuz bir şekilde Yürüyüş Yolu’na düşecektir. İzmit’in merkezinde yer alan bu
yol boyunca sıra sıra dükkanlar, sağlı sollu kafeler, ofislerin bulunduğu kimi
yeni kimi eski binalar ve kısacası bir şehrin merkezinde ilk bakışta
görebileceğiniz her şeyi göreceksinizdir. Baştan sona yürümesi pek de uzun
zaman almayan bu yolun ortalarına geldiğiniz zaman, Yeni Cuma Parkı’nın hemen
yakınlarında, dış çehresini bilindik dükkanların kapladığı pasajların içine
şöyle bir bakmadan geçmeyin. İçlerine girdiğinizde bu pasajların aslında zamana
meydan okuduğunu, dökülen boyalarından kolaylıkla anlıyorsunuz. Fakat zamana
meydan okuyan sadece binalar değil, esnaflar da öyle. Önceden dolu olduğunu
geride bırakılanlarla hissettiren dükkanların bir çoğu kaderine terk edilmiş
vaziyette beklerken, içlerinde sadece birkaç esnaf kalmış. İşte Akdoğan Pasajı’nda
da geriye kalan birkaç esnaftan biri de Bayar Sert. Körfez Sahaf ve Fan
Kitap’ın sahibi olan Sert’in dükkanı pasajın biraz ilerilerinde,
dükkanın içini görmek için çok yakınlaşmasanız da hemen görebiliyorsunuz çizgi
romanları. Pasaj koridoruna dizilmiş raflardaki kitapların arasından geçerek
dükkanın içerisine girdiğinizdeyse, çizgi
romanların dışarıda göründüğünden daha fazla olduğunu fark ediyorsunuz. Pasajın
sessizliğinden sıkılmış olacak, Bayar Sert kısık sesle bir müzik açmış,
kitaplarla uğraşıyor. Beni gördüğündeyse hemen bir sandalye çekiyor ve çay
ikram ediyor. Başlıyoruz muhabbet etmeye, hep çizgi romandan olacak değil ya,
çok şeyden konuşuyoruz. Fakat bir süre sonra, biraz da benim aceleciliğimden
olacak, sorulara geçmek istiyorum ve muhabbetin geri kalanına da ondan sonra
devam edebileceğimizi söylüyorum ki sorulardan hemen sonra kaçacağımı
düşünmesin, ve başlıyoruz.
yolunuz bir şekilde Yürüyüş Yolu’na düşecektir. İzmit’in merkezinde yer alan bu
yol boyunca sıra sıra dükkanlar, sağlı sollu kafeler, ofislerin bulunduğu kimi
yeni kimi eski binalar ve kısacası bir şehrin merkezinde ilk bakışta
görebileceğiniz her şeyi göreceksinizdir. Baştan sona yürümesi pek de uzun
zaman almayan bu yolun ortalarına geldiğiniz zaman, Yeni Cuma Parkı’nın hemen
yakınlarında, dış çehresini bilindik dükkanların kapladığı pasajların içine
şöyle bir bakmadan geçmeyin. İçlerine girdiğinizde bu pasajların aslında zamana
meydan okuduğunu, dökülen boyalarından kolaylıkla anlıyorsunuz. Fakat zamana
meydan okuyan sadece binalar değil, esnaflar da öyle. Önceden dolu olduğunu
geride bırakılanlarla hissettiren dükkanların bir çoğu kaderine terk edilmiş
vaziyette beklerken, içlerinde sadece birkaç esnaf kalmış. İşte Akdoğan Pasajı’nda
da geriye kalan birkaç esnaftan biri de Bayar Sert. Körfez Sahaf ve Fan
Kitap’ın sahibi olan Sert’in dükkanı pasajın biraz ilerilerinde,
dükkanın içini görmek için çok yakınlaşmasanız da hemen görebiliyorsunuz çizgi
romanları. Pasaj koridoruna dizilmiş raflardaki kitapların arasından geçerek
dükkanın içerisine girdiğinizdeyse, çizgi
romanların dışarıda göründüğünden daha fazla olduğunu fark ediyorsunuz. Pasajın
sessizliğinden sıkılmış olacak, Bayar Sert kısık sesle bir müzik açmış,
kitaplarla uğraşıyor. Beni gördüğündeyse hemen bir sandalye çekiyor ve çay
ikram ediyor. Başlıyoruz muhabbet etmeye, hep çizgi romandan olacak değil ya,
çok şeyden konuşuyoruz. Fakat bir süre sonra, biraz da benim aceleciliğimden
olacak, sorulara geçmek istiyorum ve muhabbetin geri kalanına da ondan sonra
devam edebileceğimizi söylüyorum ki sorulardan hemen sonra kaçacağımı
düşünmesin, ve başlıyoruz.
1-
Çizgi roman ile
nasıl tanıştınız?
Çizgi roman ile
nasıl tanıştınız?
Çizgi romanla beş
yaşında tanıştım. Öncelerde sadece çizimlere baksam da, okumayı öğrendikten
sonra tam manasıyla okuyucu oldum diyebilirim. Eğer okumayı kısa sürede
söktüysem, çizgi roman sayesindedir. İlk aldığım çizgi roman Tommiks’in,
General Ruiz ile olan çatışmasını anlatan sayıydı. Sonra da Teksas’ta kötü
karakterin Yarasa olduğu sayı ve ardından Kızılmaske, bunlar ilk çizgi
romanlarımdı.
yaşında tanıştım. Öncelerde sadece çizimlere baksam da, okumayı öğrendikten
sonra tam manasıyla okuyucu oldum diyebilirim. Eğer okumayı kısa sürede
söktüysem, çizgi roman sayesindedir. İlk aldığım çizgi roman Tommiks’in,
General Ruiz ile olan çatışmasını anlatan sayıydı. Sonra da Teksas’ta kötü
karakterin Yarasa olduğu sayı ve ardından Kızılmaske, bunlar ilk çizgi
romanlarımdı.
2-
Peki bugün neler
okuyorsunuz?
Peki bugün neler
okuyorsunuz?
Birçok çizgi romanı okudum ve okuyorum aslında. Ama sıkı
sıkıya takip ettiğim çizgi romanlar Zagor, Tex ve Mister No serileri. Bunun
yanında Martin Mystere ve Nathan Never da okuyorum, vaktim kaldıkça da Dampyr…
sıkıya takip ettiğim çizgi romanlar Zagor, Tex ve Mister No serileri. Bunun
yanında Martin Mystere ve Nathan Never da okuyorum, vaktim kaldıkça da Dampyr…
3-
Amerikan menşeli
çizgi romanları takip ediyor musunuz?
Amerikan menşeli
çizgi romanları takip ediyor musunuz?
Y: Son Erkek, Bağdat’ın Aslanları gibi tek kitaplık ve sıra
dışı hikayesi olan kitapları okuyorum, DC Comics ve Marvel Comics’ten
yayınlanan eserlerden de genellikle Batman: Öldüren Şaka, Örümcek Adam: Zalim
Altılı gibi tek kitaplık hikayelere baksam da, o kadar takip etmiyorum. Sadece uzun
zaman önce Bilka tarafından basılan Örümcek Adam’ları severek okumuştum.
dışı hikayesi olan kitapları okuyorum, DC Comics ve Marvel Comics’ten
yayınlanan eserlerden de genellikle Batman: Öldüren Şaka, Örümcek Adam: Zalim
Altılı gibi tek kitaplık hikayelere baksam da, o kadar takip etmiyorum. Sadece uzun
zaman önce Bilka tarafından basılan Örümcek Adam’ları severek okumuştum.
4-
Çizgi roman üzerine
dükkan açmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz?
Çizgi roman üzerine
dükkan açmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz?
Bu çok eski bir hayalimdi. Bir fabrikada çalıştığım yıllarda
İlhan Yılmaz ile tanıştım. Kendisi hem bir yayıncı hem de bir koleksiyoncuydu.
Tanışmamızdan kısa bir süre sonra birlikte çizgi roman üzerine dükkan açmaya
karar verdik. Bir süre birlikte devam ettik ama İlhan Yılmaz işlerinin
yoğunluğu nedeniyle dükkanı kapatmak istediğinde açıkçası buna gönlüm elvermedi.
Bu yüzden fabrikadaki çalışma hayatımı bırakıp tek başıma çizgi roman
piyasasına atılmış oldum. Yaklaşık altı yıldır da bu işi yapmaya devam
ediyorum.
İlhan Yılmaz ile tanıştım. Kendisi hem bir yayıncı hem de bir koleksiyoncuydu.
Tanışmamızdan kısa bir süre sonra birlikte çizgi roman üzerine dükkan açmaya
karar verdik. Bir süre birlikte devam ettik ama İlhan Yılmaz işlerinin
yoğunluğu nedeniyle dükkanı kapatmak istediğinde açıkçası buna gönlüm elvermedi.
Bu yüzden fabrikadaki çalışma hayatımı bırakıp tek başıma çizgi roman
piyasasına atılmış oldum. Yaklaşık altı yıldır da bu işi yapmaya devam
ediyorum.
5-
Bu altı yıl içinde
piyasada gözlemlediğiniz bir sıkıntı var mı?
Bu altı yıl içinde
piyasada gözlemlediğiniz bir sıkıntı var mı?
Bazı yayınevlerinin fiyat politikasını yanlış bulduğumu
söyleyebilirim. Fakat bu konuda hepsini suçlamak yanlış olur, telifler yüksek
ve baskı sayısı da düşük olduğundan birçok çizgi romanın fiyatının yüksek
olduğunu söyleyebiliriz. Yine de okuyucunun alım gücünü göz önüne aldığımızda
ve özellikle son bir buçuk senedir de bu alım gücünün giderek düşmesini göz
önüne aldığımızda, buna uygun fiyat politikalarının izlenmesi bir gereklilik
halini alıyor.
söyleyebilirim. Fakat bu konuda hepsini suçlamak yanlış olur, telifler yüksek
ve baskı sayısı da düşük olduğundan birçok çizgi romanın fiyatının yüksek
olduğunu söyleyebiliriz. Yine de okuyucunun alım gücünü göz önüne aldığımızda
ve özellikle son bir buçuk senedir de bu alım gücünün giderek düşmesini göz
önüne aldığımızda, buna uygun fiyat politikalarının izlenmesi bir gereklilik
halini alıyor.
Ama bence en büyük sorun yayınevinden yayınevine değişen
baskılar. Yani kitapların orijinal ebatlarıyla oynanıyor, özen gösterilmiyor.
Bu hem bir satıcı hem de okuyucu olarak gerçekten rahatsız edici bir durum.
Mesela Tex’ten bir örnek vereyim. Almanak
olarak basılan Tex kitaplarında yeni yapılan baskılara baktığımızda,
hikayenin öncesinde ve sonrasında verilen Almanaklara has bilgi sayfaları
atlanarak, sadece hikaye veriliyor. Bu da Almanak özelliğine açıkçası ters
düşüyor. Ki orijinalinde olan bir şeyin, Türkiye baskılarında olmaması
yayınevlerinin kolaya kaçması olarak rahatlıkla yorumlanabilir.
baskılar. Yani kitapların orijinal ebatlarıyla oynanıyor, özen gösterilmiyor.
Bu hem bir satıcı hem de okuyucu olarak gerçekten rahatsız edici bir durum.
Mesela Tex’ten bir örnek vereyim. Almanak
olarak basılan Tex kitaplarında yeni yapılan baskılara baktığımızda,
hikayenin öncesinde ve sonrasında verilen Almanaklara has bilgi sayfaları
atlanarak, sadece hikaye veriliyor. Bu da Almanak özelliğine açıkçası ters
düşüyor. Ki orijinalinde olan bir şeyin, Türkiye baskılarında olmaması
yayınevlerinin kolaya kaçması olarak rahatlıkla yorumlanabilir.
Ebat konusuna gelecek olursak, yine ilk önce Tex’ten örnek
vereyim; (Bu esnada iki farklı Almanak çıkararak) aradaki farkı görüyorsunuz.
Kendi ülkesinde Almanaklar tek tip basılırken, ülkemizde basılan iki farklı
Almanak arasında bariz bir fark var ve bir koleksiyoncunun aradaki bu farkı
kabul etmesi sizce mümkün mü? Bu okuyucuya, koleksiyon sahibine yapılan büyük
bir haksızlık. Ama sorun bir tek Tex baskılarında da değil, diğer kitaplara
baktığınızda da aynı sorunu görüyorsunuz. Mesela oldukça fazla satılan Amerikan
menşeli çizgi romanlarda da yayınevinden yayınevine değişen baskılar var.
Sebebi nedir, bilmiyorum fakat ülkemizde basılan çeşitli ciltleri yan yana
kütüphanesine koyan bir koleksiyoncu için bu rahatsız edici olmalı. Yine üstüne
basa basa söylemek istiyorum, gerçekten özensiz işler çizgi roman piyasamızda ve
bunun düzelmesi için okuyucunun daha kaliteli işler için baskı yapması
gerektiği de bir gerçek.
vereyim; (Bu esnada iki farklı Almanak çıkararak) aradaki farkı görüyorsunuz.
Kendi ülkesinde Almanaklar tek tip basılırken, ülkemizde basılan iki farklı
Almanak arasında bariz bir fark var ve bir koleksiyoncunun aradaki bu farkı
kabul etmesi sizce mümkün mü? Bu okuyucuya, koleksiyon sahibine yapılan büyük
bir haksızlık. Ama sorun bir tek Tex baskılarında da değil, diğer kitaplara
baktığınızda da aynı sorunu görüyorsunuz. Mesela oldukça fazla satılan Amerikan
menşeli çizgi romanlarda da yayınevinden yayınevine değişen baskılar var.
Sebebi nedir, bilmiyorum fakat ülkemizde basılan çeşitli ciltleri yan yana
kütüphanesine koyan bir koleksiyoncu için bu rahatsız edici olmalı. Yine üstüne
basa basa söylemek istiyorum, gerçekten özensiz işler çizgi roman piyasamızda ve
bunun düzelmesi için okuyucunun daha kaliteli işler için baskı yapması
gerektiği de bir gerçek.
6-
Söz okuyucudan
açılmışken, müşteriler sıklıkla hangi kitapları soruyor? En çok sattığınız kitap
hangisiydi?
Söz okuyucudan
açılmışken, müşteriler sıklıkla hangi kitapları soruyor? En çok sattığınız kitap
hangisiydi?
Ağırlık olarak ‘’comics’’ türündeki çizgi romanlar okuyucu
tarafında soruluyor ve isteniyor. Bunlar içinde de Marvel Comics’in ülkemizde
basılan kitapları daha çok ilgi görüyor. En çok satılanlar ise, Batman: Öldüren
Şaka, Kingdom Come, 1602 ve basımları hala süren Avengers ciltleri. Fakat
eklemek gerekir ki, Avengers ciltleri sayı olarak daha fazla olduğundan,
başlarda fark edilmese de diğerlerinden daha çok satılıyor.
tarafında soruluyor ve isteniyor. Bunlar içinde de Marvel Comics’in ülkemizde
basılan kitapları daha çok ilgi görüyor. En çok satılanlar ise, Batman: Öldüren
Şaka, Kingdom Come, 1602 ve basımları hala süren Avengers ciltleri. Fakat
eklemek gerekir ki, Avengers ciltleri sayı olarak daha fazla olduğundan,
başlarda fark edilmese de diğerlerinden daha çok satılıyor.
7-
Peki İtalyan çizgi
romanları ya da frankofonlarda müşterilerin tercihi neler?
Peki İtalyan çizgi
romanları ya da frankofonlarda müşterilerin tercihi neler?
Zagor ve Tex ülkemizde hala ilgi gören serilerden. Belki
şaşıracaksınız ama Teksas ve Tommiks’in bile alıcısı var. Frankofonlarda da Red
Kit ve Asterix alıcısı olan kitaplardan, yakın zamanda basılan Durango ve
Efsane’yi de unutmamak lazım.
şaşıracaksınız ama Teksas ve Tommiks’in bile alıcısı var. Frankofonlarda da Red
Kit ve Asterix alıcısı olan kitaplardan, yakın zamanda basılan Durango ve
Efsane’yi de unutmamak lazım.
8-
Basımları hali
hazırda devam eden ana-akım klasik seriler ilgi görüyor mu?
Basımları hali
hazırda devam eden ana-akım klasik seriler ilgi görüyor mu?
Klasik hikayeler genel olarak ilgi görmüyor. İstisna olarak
basılanların içlerinden The Amazing Spider Man ve X-Men klasik serileri ilgi
görse de, bu tamamen isimden kaynaklı.
basılanların içlerinden The Amazing Spider Man ve X-Men klasik serileri ilgi
görse de, bu tamamen isimden kaynaklı.
9-
Amerikan ve İtalyan çizgi
romanları bahsettiğimiz göre, mangalar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Amerikan ve İtalyan çizgi
romanları bahsettiğimiz göre, mangalar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Mangayı az da olsa okuma fırsatım oldu. Çizimleri ilgi
çekici olsa da, konu olarak beğenmediğimi söyleyebilirim. Belki çok önyargılı
olarak okuduğumdan böyle olmuştur. Ama okuyucunun talebi oldukça yüksek.
Özellikle Naruto çok ilgi görenlerden ve
onu Bleach ve One Piece takip ediyor. Ayrıca bayan okuyucuların da çoğunlukla
manga tercih ettiğini de ekleyebiliriz.
çekici olsa da, konu olarak beğenmediğimi söyleyebilirim. Belki çok önyargılı
olarak okuduğumdan böyle olmuştur. Ama okuyucunun talebi oldukça yüksek.
Özellikle Naruto çok ilgi görenlerden ve
onu Bleach ve One Piece takip ediyor. Ayrıca bayan okuyucuların da çoğunlukla
manga tercih ettiğini de ekleyebiliriz.
10-
Okur yaş kitlesi
hakkında neler söyleyebilirsiniz peki?
Okur yaş kitlesi
hakkında neler söyleyebilirsiniz peki?
Alıcıların büyük çoğunluğu 14-18 yaş arasındaki kişiler. Yani
çizgi roman talep eden en büyük kitle bu yaş aralığında. Ve tercihleri Amerikan
çizgi romanları oluyor. Bu kitleyi de üniversite çağındaki okurlar takip ediyor
ve talepleri yine aynı yönde, istisnalar dışında. 35 yaş üstü okur ise daha çok
İtalyan çizgi romanlarıyla ilgileniyorlar.
çizgi roman talep eden en büyük kitle bu yaş aralığında. Ve tercihleri Amerikan
çizgi romanları oluyor. Bu kitleyi de üniversite çağındaki okurlar takip ediyor
ve talepleri yine aynı yönde, istisnalar dışında. 35 yaş üstü okur ise daha çok
İtalyan çizgi romanlarıyla ilgileniyorlar.
11-
Çizgi roman filmleri
satışları ne yönde etkiliyor?
Çizgi roman filmleri
satışları ne yönde etkiliyor?
Filmlerin satışları doğrudan etkilediğini rahatlıkla
söyleyebilirim. Örneğin, Age of Ultron filmi çıktığında aynı isimli çizgi
romanın satışı da arttı, Deadpool filminin çıkacağı haberi alındıktan ve film
de çıktıktan sonra yine satışlar hatırı sayılır derecede arttı. Son günlerde de
Civil War oldukça popüler çizgi romanlardan. Özetle, satışlar ile filmler arasında
sıkı bir bağ var.
söyleyebilirim. Örneğin, Age of Ultron filmi çıktığında aynı isimli çizgi
romanın satışı da arttı, Deadpool filminin çıkacağı haberi alındıktan ve film
de çıktıktan sonra yine satışlar hatırı sayılır derecede arttı. Son günlerde de
Civil War oldukça popüler çizgi romanlardan. Özetle, satışlar ile filmler arasında
sıkı bir bağ var.
12-
O zaman fark
edileceği üzere Amerikan çizgi romanları piyasaya hakim. Bu durumdan bir dükkan
sahibi olarak değil de, bir okur olarak memnun musunuz?
O zaman fark
edileceği üzere Amerikan çizgi romanları piyasaya hakim. Bu durumdan bir dükkan
sahibi olarak değil de, bir okur olarak memnun musunuz?
Hayır, kesinlikle memnun değilim. Bu benim İtalyan çizgi
romanlarını takip etmemle de alakalı bir durum. Zamanında piyasamızda İtalyan
çizgi romanları ağırlıklı olduğu için, sonradan piyasamıza hakim olan Amerikan
çizgi romanlarına bir türlü ısınamadım diyebilirim. Şunu da belirteyim, bizim
zamanımızda da Mandrake, Kızılmaske, Conan, Gordon gibi Amerikan çizgi
romanları vardı ama herhangi bir hakimiyetleri söz konusu değildi. Zaten bizim
için de Zagor ve Tex neyse, Madrake, Kızılmaske ve Conan da aynıydı. Sadece
yakın zamanda popüler olan Batman, Superman, Flash, Avengers gibi karakter ve takım
çizgi romanlarına ısınamadım.
romanlarını takip etmemle de alakalı bir durum. Zamanında piyasamızda İtalyan
çizgi romanları ağırlıklı olduğu için, sonradan piyasamıza hakim olan Amerikan
çizgi romanlarına bir türlü ısınamadım diyebilirim. Şunu da belirteyim, bizim
zamanımızda da Mandrake, Kızılmaske, Conan, Gordon gibi Amerikan çizgi
romanları vardı ama herhangi bir hakimiyetleri söz konusu değildi. Zaten bizim
için de Zagor ve Tex neyse, Madrake, Kızılmaske ve Conan da aynıydı. Sadece
yakın zamanda popüler olan Batman, Superman, Flash, Avengers gibi karakter ve takım
çizgi romanlarına ısınamadım.
Onun dışında ana-akım çizgi romanlar sürekli yeniden
başlangıçlar, yeni orijinler ve sürekli başa sarmalarla eski okuyucusuna deyim
yerindeyse saygısızlık ederken, İtalyan
çizgi romanlarında bunu görmüyoruz. Benim çocukluğumda devam eden seri hala
devam ediyor. Şimdiye kadar herhangi bir
başa sarma söz konusu olmadı.
başlangıçlar, yeni orijinler ve sürekli başa sarmalarla eski okuyucusuna deyim
yerindeyse saygısızlık ederken, İtalyan
çizgi romanlarında bunu görmüyoruz. Benim çocukluğumda devam eden seri hala
devam ediyor. Şimdiye kadar herhangi bir
başa sarma söz konusu olmadı.
Yine her maceranın tek hikayede toparlanması ve
sonuçlanmasıyla, Amerikan çizgi romanlarının okuyucusuna şu an yaptığı gibi bir
takip etme zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Bu da okuyucunun yorulmamasını ve
kahramanın herhangi bir macerasını istediği gibi alıp okumasını sağlıyor.
Umuyorum ki, genç okuyucu da kısa süre içinde İtalyan çizgi romanlarıyla
tanışır. Çünkü bu eserler salt aksiyonun yanı sıra, arkadaşlık, yardımseverlik gibi
şeylerin değerini gösterirken hiçbir kötülüğün cezasız kalmayacağını da her
hikayenin sonunda bizlere gösteriyor. Siz hiç Batman çizgi romanlarında
Joker’in cezasız kalmadığına şahit oldunuz mu?
sonuçlanmasıyla, Amerikan çizgi romanlarının okuyucusuna şu an yaptığı gibi bir
takip etme zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Bu da okuyucunun yorulmamasını ve
kahramanın herhangi bir macerasını istediği gibi alıp okumasını sağlıyor.
Umuyorum ki, genç okuyucu da kısa süre içinde İtalyan çizgi romanlarıyla
tanışır. Çünkü bu eserler salt aksiyonun yanı sıra, arkadaşlık, yardımseverlik gibi
şeylerin değerini gösterirken hiçbir kötülüğün cezasız kalmayacağını da her
hikayenin sonunda bizlere gösteriyor. Siz hiç Batman çizgi romanlarında
Joker’in cezasız kalmadığına şahit oldunuz mu?
13-
Bitirmeden önce,
piyasanın geleceği hakkında neler söylemek istersiniz?
Bitirmeden önce,
piyasanın geleceği hakkında neler söylemek istersiniz?
Yayınevleri açısından konuşacak olursam, belli bir sermaye
gücü olanların ayakta kalmayı başaracağı kesin. Fakat geriye kalanlar çarkların
arasında kaybolup gidecekler gibi görünüyor. Satışlar açısından konuşacak olursam
da, Amerikan çizgi romanları ve kısmen mangalar ülkemizde çıkmaya devam
edecektir ancak İtalyan kahramanları kısa sürede unutulup gidecek gibi
görünüyor. Fumetti ölüyor. Uzun vadede ne yazık ki, fumetti için bir gelecek
öngöremiyorum.
gücü olanların ayakta kalmayı başaracağı kesin. Fakat geriye kalanlar çarkların
arasında kaybolup gidecekler gibi görünüyor. Satışlar açısından konuşacak olursam
da, Amerikan çizgi romanları ve kısmen mangalar ülkemizde çıkmaya devam
edecektir ancak İtalyan kahramanları kısa sürede unutulup gidecek gibi
görünüyor. Fumetti ölüyor. Uzun vadede ne yazık ki, fumetti için bir gelecek
öngöremiyorum.
14-
Son olarak, Çizgi
Kafe hakkında neler düşünüyorsunuz?
Son olarak, Çizgi
Kafe hakkında neler düşünüyorsunuz?
Çizgi roman bir kültür meselesi, basit bir tüketim malzemesi
değil. Ayrıca çizgi roman hakkında yıllardır kalıplaşmış önyargılar mevcut.
Zaten bugün bu yüzden yerli çizgi roman üretimi çok sınırlı. Çizgi Kafe’nin de
ülkemizin çizgi roman kültürüne katkılar yapacak bir site olacağını düşünüyor
ve umuyorum. Fakat çizgi roman sadece ‘’comics’’ten ibaret değil, sitenizde bu
yönde çalışmalar yaparsanız ben ve benim gibi düşünen okuyucu kitlesini
fazlasıyla sevindireceksiniz. Umarım sitenizde birçok frankofon ve fumetti
incelemeleri okuyabiliriz.
değil. Ayrıca çizgi roman hakkında yıllardır kalıplaşmış önyargılar mevcut.
Zaten bugün bu yüzden yerli çizgi roman üretimi çok sınırlı. Çizgi Kafe’nin de
ülkemizin çizgi roman kültürüne katkılar yapacak bir site olacağını düşünüyor
ve umuyorum. Fakat çizgi roman sadece ‘’comics’’ten ibaret değil, sitenizde bu
yönde çalışmalar yaparsanız ben ve benim gibi düşünen okuyucu kitlesini
fazlasıyla sevindireceksiniz. Umarım sitenizde birçok frankofon ve fumetti
incelemeleri okuyabiliriz.
***
Muhabbet burada bitmiyor elbette, söz çizgi romandan açılmış
bir kere önceden konuştuklarımıza pek devam etmiyoruz, ben bir yandan Martin
Mystere’lere bakıyorum diğer yandan da o eskileri anlatıyor, rafların altından
eski bir Conan cildi çıkarıp ‘’Bizim zamanımızda yayınlananlar bunlar’’ diyor,
sayfaları sarının en koyu tonunda bir renkte, oldukça eski ve bir o kadar
da kıymetli olduğu her halinden belli. Çizgi roman dükkanı olmasının yanında
sahaf olmasının da getirdiği bir avantajı var, hiç görmediğiniz, baskısı
kalmamış çizgi romanları da görüyorsunuz. Onların zamanlarından bizim
zamanlarımıza yolculuk gibi… Fakat uzun muhabbetlerin ardından saatime
bakıyorum, sonra da başımı dükkandan dışarı doğru uzatıyorum ve güneşin
neredeyse batmakta olduğunu fark ediyorum. Her şey için çok teşekkür ederek
çantamı sırtıma takıyorum, İstanbul’a doğru yolculuğum da böylelikle başlamış
oluyor. Sonuçta yol uzun, araca binmek için yolda yürürken düşünüyorum, ‘’Fumetti
ölüyor’’ cümlesi tekrar tekrar aklıma geliyor; sanki bir insanın çocukluğu,
gençliği için duyduğu derin bir üzüntü gibi, ya da kendi kahramanlarını
kaybetmenin üzüntüsü.
bir kere önceden konuştuklarımıza pek devam etmiyoruz, ben bir yandan Martin
Mystere’lere bakıyorum diğer yandan da o eskileri anlatıyor, rafların altından
eski bir Conan cildi çıkarıp ‘’Bizim zamanımızda yayınlananlar bunlar’’ diyor,
sayfaları sarının en koyu tonunda bir renkte, oldukça eski ve bir o kadar
da kıymetli olduğu her halinden belli. Çizgi roman dükkanı olmasının yanında
sahaf olmasının da getirdiği bir avantajı var, hiç görmediğiniz, baskısı
kalmamış çizgi romanları da görüyorsunuz. Onların zamanlarından bizim
zamanlarımıza yolculuk gibi… Fakat uzun muhabbetlerin ardından saatime
bakıyorum, sonra da başımı dükkandan dışarı doğru uzatıyorum ve güneşin
neredeyse batmakta olduğunu fark ediyorum. Her şey için çok teşekkür ederek
çantamı sırtıma takıyorum, İstanbul’a doğru yolculuğum da böylelikle başlamış
oluyor. Sonuçta yol uzun, araca binmek için yolda yürürken düşünüyorum, ‘’Fumetti
ölüyor’’ cümlesi tekrar tekrar aklıma geliyor; sanki bir insanın çocukluğu,
gençliği için duyduğu derin bir üzüntü gibi, ya da kendi kahramanlarını
kaybetmenin üzüntüsü.
Körfez Sahaf ve Fan Kitap’a uğramak isteyenler için
adres: Hürriyet Caddesi, Ömerağa Mahallesi, Akdoğan Pasajı, No:131
İzmit/KOCAELİ.
adres: Hürriyet Caddesi, Ömerağa Mahallesi, Akdoğan Pasajı, No:131
İzmit/KOCAELİ.