DC Comics’te Ortak Evren Hamleleri

 Günümüzden çok da
uzak olmayan yıllarda, kahraman filmlerinin genel  bir özelliği vardı. Çekilen film veya
dizilerde kahramanlar kendi evrenlerine sahip olurlar, bu evrende kendi
maceralarına atılırlar fakat bu maceralarda aynı firmanın başka kahramanlarına
yer verilmezdi. Bu Marvel Comics için gayet anlaşılabilir bir durum, kendi
filmlerini kendisi çekme gibi bir imkanı olmadığı gibi, ekonomik olarak kötüye
gidişin ardından da birçok karakterin film haklarını da çeşitli şirketlere
satmak zorunda kaldılar. Spider Man, Daredevil, Blade, Fantastic Four, X-Men,
Namor, Hulk gibi karakterlerin film hakları başka şirketlere gidince, Marvel
Comics’in elinde zaten çok da bir şey kalmadı. Çünkü hepiniz kabul edersiniz
ki, neredeyse hepsi Marvel Comics alemi için önemli
kahramanlar/kötü karakterler barındıran evrenlerdi. Şimdi baktığımdaysa
özellikle X-Men ve Fantastic Four olmadan -takım olmasa da barındırdığı kötü
karakterler olmadan-
, film evreni hep bir noktada eksik kaldı. Yine de
Marvel Studios kurulup, film çekmeye başladıkları andan itibaren çizgi roman
uyarlamaları için hem gerekli hem de beklenmedik atılımı sağlayarak, bireysel
evrenler yerine ortak evren kurdular.
 Peki bu arada DC
Comics/Warner Bros. ne yaptı? Hiçbir zaman karakter film haklarını çeşitli yapım
şirketlerine satmak zorunda kalmamış bir firma olarak, DC Comics avantajlı olsa
da bunu kullanmayı beceremediler. Peki hiç mi denemeler olmadı? Aslında oldu,
hatta çok eskilerde oldu. Ki bugün okuduğunuz yazının amacı da bu denemeleri
göstermek, anlatmak ve tanıtmak; doğru bilinen yanlışları düzelterek birkaç
tane de farklı fikir öne sürmek. Bunu da belirttikten sonra yazımıza
başlayabiliriz.
 

1)Legends of Superheroes (1979)

 

Aman ağzımızın tadı kaçmasın Mordru Bey!

İlk durağımız 1970’li yılların sonları. Aslında listeye
katmak ne kadar doğru, bilmiyorum fakat yine de yer almasa bu yazı biraz eksik
olurdu. Çünkü her ne kadar pek de işe yaramaz olsa da, DC Comics’in
kahramanlarını bir arada kanlı canlı görmeye vesile olan bir yapım. Kimler mi
var? Batman ve Robin, Huntress, Black Canary, Captain Marvel, Green Lantern,
Hawkman ve  Flash kahramanlarmızken,
kötüler takımı tarafındaysa Dr. Sivana, Sinestro, Solomon Grundy,  Riddler, Weather Wizard ve Mordru var. Birkaç
karakteri oynayan oyuncular arasındaysa çok tanıdık isimler bizi bekliyor; Batman
rolünde Adam West, Robin rolünde Burt Ward ve Riddler rolündeyse Frank Gorshin
var. Ve bu iki özel bölüm, Super Friends animasyon serisinden
uyarlama, zaten yapımcı koltuğunda da Hanna Barbera var. İlk bölümde
kahramanlar ve düşmanlar karşılaşırken, kötülerin elindeki en büyük koz ise tam
da 50’li ve 60’lı yılların ruhunu yansıtan bir şey; Dr. Sivana tarafından
üretilen güç yok eden formül. İlk bölümde yine Dr. Sivana tarafından üretilen
Kıyamet Günü makinesi de (evet bildiğiniz Doomsday adı geçiyor, geleceğe ne
kadar referans olmuştur bilemeyiz)
kahramanlarımız tarafından durdurulmaya
çalışılıyor. Fakat bu süre içinde koskoca Sinestro’yu falcı kadın olarak mı
görmüyoruz, koskoca büyücü Mordru jetski mi kullanmıyor… En başta da belirttim,
çok da ciddiye alınmaması gerekiyor, zaten program da kendini pek ciddiye
almıyor. Arkadan bol bol gülme efektiyle ilk bölümü bitiriyorsunuz,
kahramanlarımız da günü kurtarıyor. İkinci bölümse tamamen stüdyoda geçiyor,
sunuculuğunu Ed McMahon’un yaptığı bir komedi şov, kadro tamamen aynı ve
Mordru’nun müzikal tadında sahnesiyle da bu bölüm bitiyor.
2)Justice League of America (1997)

 

Yok canım, ne iptali!

Kim ne derse desin, yaşanan en büyük hayal kırıklığı bu olsa
gerek. Hani yaptığınızda kafanızı taşlara vurup, deli gibi pişman olacağınız işler
olur ya, işte o pişmanlıklardan bir tanesi de bu televizyon filmini izlemek
sanırım. Peki kahramanlarımız kimler? Fire (B. B. Da Costa), Green Lantern (Guy
Gardner), Flash (Barry Allen), Atom (Ray Palmer), sonradan ekibe dahil olan Ice
(Tori Olafsdotter) ve Adalet Birliği’nin lideri olan Martian Manhunter. Ve ta
en başından anlamlandırılamayan ve filmin sonuna dek süren –açıkçası
aptalca-
röportaj sahneleri mevcut. Fakat zaten neresinden tutsanız
elinizde kalan dizide en büyük eksiklik olarak, kahramanların kendisine uymayan
absürd değişikliklerin yapılması olduğunu söyleyebiliriz. Mesela Guy Gardner’a
serenat yaptırtmak gibi, Martian Manhunter’ı göbekli bir aile babası olarak –cidden
göbekli-
kullanmak gibi, Barry Allen’ı işsiz güçsüz, pek de işe yaramayan
bir karakter olarak kurgulamak gibi. Yine dizinin en büyük özelliği
romantik-komedi tadında olması. Hemen her karakterin –tuhaf ama Barry Allen
hariç-
aşk hayatına şahit oluyoruz. Bir süper kahraman dizisinin ilk
bölümü/televizyon filmi olarak, bekleneni verememesi ve düşük temposu ile
birlikte Flash ve Green Lantern gibi iki kahramanın hakkını verememesi
birleşince ortaya unutulup giden bir yapım çıkmış. Ama yine de çizgi romanın
nasıl uyarlanmayacağı konusuna örnek teşkil ettiğinden izlenebilir.
 

3)Birds of Prey (2002-2003)

 

Ee daha ne olsun!

Aslında bu dizimiz bir ortak evren temasına sahip değil.
Ancak beklenmedik şekilde, Batman markasından yararlanarak bir evren kurmuş
vaziyette. Dizimiz açılışını Batman ve Catwoman’ın aşkı ve Joker’in Barbara
Gordon’u vuruluğu sahnelerle –tabii kısacık görüntülerle- yapıyor. Batman’in
ortadan kaybolduğu gelecekte, Batman ve Catwoman’ın kızı Helena Kyle, Black
Canary’nin kızı Dinah Redmond ve Barbara Gordon’dan oluşan takımımızın yanında,
Alfred Pennyworth’u de dizide görüyoruz. Helena Kyle yani Huntress ve Dinah
Redmond meta-insan özellikleri taşıyorlar ve Barbara Gordon da artık Batgirl
olarak değil, bildiğimiz Oracle olarak dizide yer alıyor. Batman’in kızı olarak
Huntress, Earth-2 esintileri taşımakla beraber, Batman’in ölmek yerine ortadan
kaybolmuş olması da, eğer dizi devam etseydi Batman’i bir-iki bölüm de olsa
görebilirdik diye düşündürmüyor değil. Ayrıca Clayface ve Harley Quinn gibi
düşmanlarla da dizimiz, Batman’le zaten sıkı olan bağlarını iyice pekiştiriyor.
 

4)Smallville (2001-2011)

 

Lex’in soluna doğru bakın, iyi çocuk olursanız o detayı göreceksiniz!

Arapsaçına dönmüş bu dizimiz, neye elimizi atsak mutlaka
karşımıza çıkıyor. Maalesef kurtuluşumuz yok, bu konuda da DC Comics
kahramanlarını bir arada göstermiş bir yapımdır kendisi. Superman çizgi
romanlarındaki Krypto dahil her türlü materyali sömüren dizimiz, artık kendine
yetmeyince gözünü tüm evrene dikti. DC Comics’te Superman ile aynı kulvarda (Batman,
Yeşil Fener, vb.) olmayan birçok kahramanı dizide gördük. Tabii Martian
Manhunter’ı bu kategoriye sokmamak lazım. Peki onun dışında kimleri gördük? İlk
söylememiz gereken kişi Green Arrow olacaktır sanırım, çünkü 2006 yılında ilk
görüldüğü andan dizinin bitimine kadar vardı kendisi. Fakat tek kahraman da
onlar değildi, dizi öyle bir ortak evren kurdu ki aklımız şaştı kaldı. Daha
dizinin ana karakteri titri üzerine giymeden, Impulse’nin Bart Allen olduğu bir
evrenle karşılaştık, Cyborg’u gördük, hatta Adalet Birliği (Justice League)
bile kuruldu. O ne ki, JSA bile vardı dizi evreninde, o da yetmedi,
L.E.G.I.O.N.  da göründü. Ama kahramanımız
bir türlü Superman olamadı, dizinin kendisi de koskoca bir evreni içinde
barındırıyor olmasına rağmen materyali hiç iyi kullanamadı. Hemen buraya
kahramanların da listesini bırakalım; Gren Arrow, Martian Manhunter, Aquaman,
Zatanna,, Black Canary, Booster Gold, Blue Betle, Maxima, Hawkman, Dr. Fate,
Stargirl, Impulse, Speedy ve L.E.G.I.O.N. 
üyelerinden Cosmic Boy, Lightning Lad ve Saturngirl’ü gördük. Kötü
karakter olarak da zengin olaman dizimizde, Deadshot, Deathstroke, Dark Archer
ve hiç de olmaması gereken Darkseid’i gördük. Chloe Sullivan’ın da bir nevi
Oracle olduğunu düşünürsek (tabii hiç bu ismi almadı), dizi komple bir çizgi
roman dünyasının iplerini uzun süre elinde tuttu. Yine de Superman’in de
Apokolips’i iterek Dünya sınırlarının dışına taşıdığını düşünürsek, finalinin
de en az kendisi kadar kötü olduğunu söyleyebiliriz.
 

5)Arrow-The Flash-Legends of Tomorrow-Supergirl(2012-?)

 

İşte gerçek manada ortak evrenden bahsedebileceksek sanırım
tam da yeri burası. Arrow dizisi yayın hayatına başladığında böyle bir fikir ne
kadar vardı bilinmez, ancak şu noktada DC Comics’te önemli yere sahip
kahramanların birçoğu televizyonda kendisine yer bulmuş durumda ve her şey
Arrow dizisiyle başladı. Şimdiyse üç ayrı diziye bölünmüş durumdalar. The Flas
yayınlanmadan önce, temelleri nasıl ki Arrow’da atıldıysa, Legends of
Tomorrow’un temelleri de Arrow’da atıldı. Şimdilik en başarılı dizi de The
Flash gibi durmakla beraber, yine Supergirl/Flash ortak bölümlerini de gördük.
Supergirl dizisinin kanal değiştirmesi ve artık bu üç diziyle aynı kanalda
olmasıyla, büyük ihtimalle Supergirl’ün de zaman çizgisi bir şekilde
değiştirilerek bu evrene dahil edilecektir. Zaten Constantine bile bir şekilde
zaman çizgisine dahil edilmişken, aynısının Supergirl için olmayacağını düşünmemek
elde değil. Şimdilik televizyon alemi için en büyük evreni izlerken, bu evrenin
daha da genişleyeceğini kendi adıma tahmin ediyorum –ben tahmin etmesem
genişlemeyecek sanki-.
 

6)Sinemada 2016’ya Dek Denemeler

İşte DC Comics ve Warner Bros. için en sıkıntılı yere
geldik. Marvel Studios karakterlerine teker teker film çekip, Avengers için iki
film çekmişken cephenin karşısı için aynı durumu maalesef söyleyemiyorduk. Fakat
hiç denemeleri olmadı mı? Oldu, hatta zannettiğimizden daha fazla oldu. Dışarıya
genellikle söylenti şeklinde yansısa da, dışarıdaki söylentilerin çoğu aslında
içerideki tartışmaların sonucuydu. Ancak bugün hepsi ortaya döküldü ve bu kadar
gecikmenin de sebebi anlaşıldı; Christopher Nolan. Evet, ne yazık
ki kendisi bundan böyle bu işten sorumlu. Çünkü Warner Bros.’un birçok defa
teklif götürmesine karşın, kendisi ısrarla teklifleri reddetti. Yeni yeni
gündeme gelen bilgilerden anlıyoruz ki, C. Nolan, kendi bildiğini okuyarak hem
yapım şirketini hem de oyuncuları pek de memnun etmedi. Man of Steel vizyona
girdiğinde iki evreni birleştirme fikrine hiç yanaşmadı ve en nihayetinde
dümene Zack Snyder oturtuldu. Bunun arkasındaki nedenin C. Nolan’ın başarısız
olacağı düşüncesine kapılmış olması olduğunu hiç sanmıyorum, bazı yönetmenlere her
istediğinizi yaptırtamazsınız, Nolan da bu yönetmenlerden birisi. Kendi Batman
evrenini dilediği gibi devam ettirip sonlandırmayı daha uygun görüp, kendi
filmlerini ortak bir evrene birleştirmeyi istemedi büyük bir ihtimalle. Batman
v Superman: Dawn of Justice filminin ardından Christian Bale ise istediği gibi
bir Batman olamadığını ve daha iyi bir Batman olabileceğini söylüyordu.
Jonathan Nolan ise bir daha DC Comics uyarlamaları için çalışmayacaklarını
söyleyerek son noktayı koyuyordu.
 

Diğer bir denemenin de Green Lantern olduğu söylentileri
vardı. Eğer çekilen film başarılı olsaydı, belki de Man of Steel filmi değil
Green Lantern ortak evrenin ilk filmi olabilirdi. Ancak filmin aldığı olumsuz
tepkiler karşısında bu fikirlerinden vazgeçmiş olacaklar ki, bırakın ortak
evrenin ilk filmi olmasını, tek filmle oldu-bitti bir Green Lantern macerası
izledik.
Son tahlilde, DC Comics’in televizyon işlerinde daha
başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Yukarıdaki örnekler için konuşmuyorum tabii
ki, genel olarak bakıldığında durum böyle. Animasyon ve dizi olarak uzun bir
listeye sahipler. Özellikle animasyonda ortak evren işini iyi kavrayarak buna
göre hareket etmiş olmaları, Bruce Timm önderliğinde yaratılan Batman animasyon
dizisinin, önce filmlere sonra Superman-Batman ortak bölümlerine ve oradan da
Justice League animasyon dizisine evrilip, gelecek için de Batman Beyond
evrenini tasarlamış olmaları göz önünde bulundurulursa, DC Comics’in animasyon
evreni konusunda oldukça başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Peki filmlerde ne
kadar başarılı olacaklar? Bunu en azından kısa vadede anlayamasak da, en
azından Justice League Part I filmini beklemek yorum yapmak için daha doğru
olacaktır.
Yorumlar