En İyi 5 Elseworld Superman Macerası

 

5 Numara : Son of Superman
Hikayemiz Superman’in ortadan kayboluşunun üstünden on beş
yıl geçtiği bir zamanda başlıyor. Genç Jon Kent’in bir güneş aktivitesi
sonrasında süper güçleri olduğunu keşfetmesi ve annesi Lois Lane’den babasının
gerçek kimliğinin aslında Superman olduğunu öğrenmesiyle de hikayemiz
başlangıcını yapıyor. Lex Luthor’un Adalet Birliği’ni kontrol altına aldığı,
Superman adına terör faaliyetleri gerçekleştiği bu dünyada, Superman’in
geçmişinden ilk aklımıza gelecek isimleri de karşımıza farklı rollerle
çıkarmasıyla bizi daha fazla şaşırtıyor. J. H. Williams III’ün çizgileri
ve Howard Chaykin’in bize sunduğu beklenmedik hikayesiyle 1999
yılında yayınlanan Son of Superman, listemize beşinci sıradan girmeye hak kazanıyor.

 

4 Numara : Superman’s Metropolis
Belirsiz bir gelecekte geçen hikayemizin temelinde Fritz
Lang’ın Metropolis filmi ve Superman’in sentezi var. Metropolis’in üst
tabakasından olan Jon Kent’in oğlu olan Clarc Kent-son’un Lois adlı genç kadınla
tanışmasıyla farkına vardığı sosyal eşitsizlik de hikayemizin ana konusunu
oluşturuyor. Superman’in kökeni pek değişikliğe uğramazken, Jon Kent ve kötü
karakterimiz Lutor arasındaki geçmişten gelen ilişki, Lois Lane’in bambaşka bir
kimlikle karşımıza çıkmasıyla, Elseworld konseptinin hakkını veren bir hikaye
olarak Jean-Marc Lofficier, Randy Lofficier ve Roy
Thomas’ın
kaleminden çıkan ve distopik evrenin hakkını verecek
çizgileriyle Ted Mckeever’in 1996 yılında yayınlanan bu
çalışmaları, hem Frizt Lang’in Metropolis’ini izleyenler hem de tek sayılık
farklı bir Superman macerası okumak isteyenler için güzel bir deneyim sağlıyor.

 

 

3 Numara : Superman : War of The Worlds
 Aslında ilk üç sıraya girecek maceraların yerlerini
istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Çünkü ben bile son üç macera arasında
sıralama yapmakta zorlandım diyebilirim. Bilimkurgunun babalarından H. G.
Wells’in ünlü War of The Worlds adlı romanında uyarlanan hikayemiz, 1938
yılındaki Metropolis’te geçiyor (Neden 1938 olduğunu biliyorsunuzdur sanırım).
İlk sayfalardan en tanıdık hikaye ile; Kripton’un yok olması ve Kent çiftinin
yok olan bu gezegenden gönderilen roket içerisindeki bebeği bulmasıyla
başlıyor. Hikayemizin genel özelliği ise karakterler ile ilgili fazla
değişikliğe gidilmemiş olması. Tabii isminden de anlayacağınız üzere
düşmanlarımız da Marslılar. Hem uyarlandığı hikayenin bir başyapıt olması, hem
Superman’in geçmişine saygı duruşu niteliği taşıması maceramıza üçüncü sıradan
listeye girmeye hak kazandırıyor. Yine Roy Thomas’ın kaleminden
çıkan maceramız, Michael Lark tarafından çizilmiş olup, 1998
yılında yayınlanmıştır.

 

2 numara : Superman : Red Son

Bu hikayemizi ise artık neredeyse bilmeyen kalmadı, Superman
seven veya sevmeyen birçok insan tarafından olumlu tepkiler de
aldı.’’Kripton’dan gelen ve içinde bebek olan bir roket, Smallville yerine
Ukrayna’ya düşse ne olurdu?’’ sorusuyla hareket eden ve üç sayılık hikayesiyle
Batman, Wonder Woman, Green Lantern gibi kahramanları da içine dahil ederek bizlere
geniş bir evren sunan hikaye, açıkçası hiç mi hiç ummadığımız bir son ile
üçüncü sayısını noktalarken, Lex Luthor’un tüm Elseworld hikayeleri  içindeki en iyi işlenişi de göze çarpan unsurlardan birisi oluyor. Mark Millar’ın yazdığı ve Dave
Johnson
ile Kilian Plunkett’in çizdiği bu eser de 2003
yılında yayınlanmıştır.

1 numara : Superman : Secret Identity

 Dediğim gibi, listenin ilk üç numarasını sıralamak benim
için oldukça zordu. Çoğunlukla göreceğiniz listelerde Superman : Red Son
hikayesi genellikle birinci sıraya oturtulsa da, Secret Identity’nin hakkının
yendiğini düşünüyorum. Dört sayılık bu hikayemizin öncelikle Elseworld
etiketiyle yayınlanmadığını da belirtmek gerekir tabii ki. Fakat uzun yıllardır
DC Comics, Elseworld etiketini alternatif evrenler için kullanmadığından
(birkaç istisna dışında) bu bizim için listeye girmemesine sebep değil. Öyle ki
konusu da yukarıda sayılanlara göre daha özgün. Çizgi roman kahramanlarının
çizgi romanda kaldığı, yani gerçek olmadığı bir dünyada geçiyor hikayemiz. Ve
hikayemiz baş kahramanı da Clark Kent. İsmi nedeniyle alay konusu olsa da bu
genç, bir gün süper güçlere sahip oluyor ve önce yerel sonra da evrensel bir
kahraman haline geliyor. Hem de Superman olarak! Bize de okumak düşüyor tabii
ki. Fakat hikayemizin  listemizde birinci
sıraya oturmasının diğer bir sebebi sadece konusu değil aynı zamanda çizgileri.
Evet, bu hikaye çizgi romanın sadece ‘’roman’’ değil ‘’çizgi’’ olarak da
önemini bir kez daha bize gösteriyor. Kurt Busiek’in yazdığı ve Stuart
Immonen’in
çizdiği, 2004 yılında yayınlanan dört sayılık hikayemizle
birlikte listemiz de son buluyor. Çizgi romanla kalın…

 

Yorumlar