Aylardır beklediğimiz Suicide Squad çalkantılarla, skandallarla ve tartışmalarla geçen sancılı bir sürecin ardından dün Türkiye sinemalarında vizyona girdi. Sancılı süreç diyorum ama bunu sakın hafife almayın. Joker sahneleri kesildiği için Jared Leto alttan alttan protestolara devam ediyor, Batman v Superman gibi Rotten Tomatoes rezaleti yaşadı, basın gösteriminde çoğu kişi filmi gömdü, bir Reddit kullanıcısı Warner Bros.’ı Joker sahnelerini kestiği için dava etmeye karar verdi, başka biri filme kasti olarak düşük puan verdiği gerekçesiyle Rotten Tomatoes’i kapatmak için imza kampanyası başlattı falan fistan derken bugün geldiğimiz noktadayız.
Öncelikle filmde inanılmaz yanlış bir villain seçimi ve villain’ın motivasyon eksikliği var. Biz bu villain’ı daha önce izledik. Hafızanızı kurcalayın biraz, binlerce yıl önce insanlar tarafından tapılan ve Tanrı muamelesi görüp daha sonra kendisine karşı ayaklanma çıkıp derin bir uykuya yatan, sonrasında yanlışlıkla uyandırılan kim var? Çok gerilere gitmenize gerek yok, bildiğiniz Apocalypse bu! Amacı da aynen Apocalypse gibi Dünya’yı silahlardan ve makinelerden arındırıp kendi hükümdarlığını kurmak. Hani fragmanlarda uzaylı tarzı, kafaları kaktüse benzeyen insan formunda yaratıklar vardı ya? Onlar eskiden insandı, Enchantress tarafından öpülerek o hâle geçiyorlarmış. Ya arkadaşım biz o yaratıklardan en az 200 tane gördük film boyunca, hepsini öptü mü bu kadın? Yani Dünya’yı ele geçirse bütün ordusunu öperek mi yaratacaktı? Enchantress binlerce yıl Dünya’da varlığını sürdürmüş ve Waller’ın dediğine göre biz gittikten sonra da burada kalacak mistik bir varlık. Suicide Squad ile mistik düşmanın ne alakası var? Verin bir terörist saldırısı, intihar görevi ya da mistik olmayan herhangi bir villain.
Filmde şöyle bir gerçek var; Harley Quinn ve Deadshot dışındaki bütün ekip üyeleri tamamen arka planda. Zaten Enchantress gibi bir varlığa karşı El Diablo dışında biri ne kadar etkili olabilir? Karakterler tamamen işlevini yitirmiş. Amanda Waller’ın Captain Boomerang’dan fazla aksiyon sahnesi vardı be! Katana ve Killer Croc’ın toplasanız 20 repliği falan var. Ayrıca bu ikilinin geçmişine dair izleyiciye hiçbir şey aktarılmadı. Söylenen tek şey Katana’nın kocasının ruhunun kılıcın içinde tutsak kaldığı ve Killer Croc’ın Batman tarafından yakalanmadığı, kendi teslim olduğu. Katana ekibe Rick Flag’in koruması tarzı bir görevle katılıyor fakat bu ikilinin geçmişi hakkında aldığımız herhangi bir bilgi yok. Harley ve Deadshot dışındaki karakterleri anlatmadıkları gibi filmi izleyen herkesin çizgi roman okuduğu tahmin edilmiş. Will Smith oynamış. Batman v Superman için Ben Affleck neyse, Suicide Squad için de Will Smith o olmuş. Beni tek rahatsız eden şey, adam Will Smith olduğu için Deadshot maskesini çok az kullanmış olması. Adam zaten Hollywood’ın A-List’inde yer alan 10 oyuncudan biri, bu maskeyi az kullanma durumunu karakteri iyi oynayışına feda edebilirim. Filmin diğer kusurlarının yanında maske olayı hiçbir şey yani. Will Smith’ten sonra yıldızım çok net Amanda Waller’ı oynayan Viola Davis. Kendisi hakkında hikayelerin boşuna anlatılmadığını çok net gösteriyor, ayrıca filmin en iyi twist’i de Waller üzerinden dönüyor.
Joker. Yukarıda Jared Leto’nun Warner Bros.’ı alttan alttan protesto ettiğinden bahsetmiştim, filmi izlemeden önce şunu düşünmüştüm: Jared Leto ya haklı çıkıp bütün hayranları arkasına alacak, ya da rezalet bir Joker performansı gösterip başına geleceklere katlanacak.
Jared Leto haklıymış. Joker’in filmin başından beri hikayede bir yeri yok ve filmle olan bağlantısı sadece Harley Quinn üzerinden sağlanmış. Gangster ve mafya babası gibi bir Joker olduğundan çok söz edilmişti, bu noktada çok da haksız değiller. İnsanlar Joker’i The Dark Knight’daki Heath Ledger’dan tanıdığı için herkes sanıyor ki Joker tek takılsın, anarşist olsun. Jared Leto’nun Joker’i herhangi bir açıdan Ledger’ın Joker’ine benzetilmeye çalışılsa çok net balon gibi patlardı bu. Heath Ledger öyle bir iş çıkardı ortaya. Farklı bir Joker versiyonu mecburiydi. Jared Leto ışıkları çalmasa da iyi bir iş çıkarmış. Işıkları çalamamasının sebebi de büyük ihtimalle Warner Bros.’ın kestiği sahneler. Hikayeye oturamamasının payı da var tabii ki. Şöyle de bir sıkıntı var; Joker için Harley Quinn bu kadar anlam ifade etmemeli. Batman The Animated Series’de Joker, Harley Quinn olmasa da olur havasında takılan, istediği zaman elinin tersiyle iten, hatta bir bölümde Harley Quinn Batman’i yakalamış ve Joker’e sunmuştu. Joker de bunu yapan ben olmalıydım deyip Harley’i camdan aşağı falan atmıştı.
Suicide Squad benim izlediğim üçüncü Margot Robbie filmi oldu ve her filmde Margot Robbie aşık olunan kadın rolünde. Joker aşık değil ama ilgisi olması gerektiğinden fazla. Bu da Harley’i olması gerektiğinden fazla önemli bir role sokuyor. Leto ve Robbie arasındaki uyum iyi fakat karakterlerin arasındaki ilişkinin yapı taşları yanlış atılmış.
Ha bu arada, Joker’in elindeki dövmeyi yüzüne tutarak gülmesi, millete tutması falan hiç olmamış. Tamam Jack Nicholson ve Heath Ledger’dan uzak durmaya çalışmışsınız da fazla uzak durmuşsunuz.
Filmin aksiyon sahneleriyle ilgili bir sorun var. Call of Duty’de Survival modun aynısı. Bir dalga düşman geliyor indiriyorlar, konuşma-hazırlık-konuşma, bir dalga daha geliyor indiriyorlar, konuşma-hazırlık-konuşma şeklinde 30 dakikayı izleyiciye yedirdiler. Aksiyon sahnelerinin yıldızı çok net Deadshot bu arada. Belle Reve’de de hedef tahtalarına karşı yaptığı bir şov var fakat Midway City’de bu uzaylımsı yaratıkların geldiği ilk sahnede gözünüzü dört açıp izleyin.
Gelelim Warner Bros.’ın güya ”eğlenceli” yaptığı filme. Artık Batman v Superman’in karanlık olduğuna dair gelen ağır eleştirileri nasıl değerlendirdilerse Suicide Squad’ı ucuz bir sürü espriyle doldurmuşlar. Ben filme girerken esprilerin kaliteli olacağını ve biraz da olsa güleceğimi düşünmüştüm çünkü hem buna göre filmin tonunu değiştirdiler hem de tanıtımlar buna göre oldu. Harley Quinn’in şapşallığı ve Captain Boomerang’ın absürt tavırlarına mı güvenmişler nedir çok ucuz olmuş. Aksiyonda olduğu gibi mizah konusunda da yine Deadshot kurtarmış.
Yönetmen kim olursa olsun sanırım yıllar boyunca Batman her zaman adından söz ettirecek, hiçbir filmde yetersiz kalmayacak ve biz de onu çok seveceğiz! Ben Affleck’in Justice League yapımcılarından biri olmasının bir sebebi var. Warner Bros. ve DC Films Batman’i tamamen Affleck’e emanet etti. Kendi solo filmine olan yolu kendi hazırlıyor, Batman ile ilgili bir karar alınırken Ben Affleck’in onayı da mutlaka alınıyor. Bunun en büyük örneği Batman filminde kendisinin yönetmen koltuğuna oturacak olması. Ayrıca senaryoya da yardımcı olacak. Suicide Squad’da yer aldığı her sahnede oturuşumuzu düzelttik, daha dikkatli izledik. Ben Affleck ve Batman şu an DC Films’in ortaya çıkardığı en güzel şey.
Suicide Squad’ın en çok karşılaştırıldığı film kötü adam temasından dolayı Guardians of the Galaxy, aralarında yine fark olsa da Suicide Squad, GOTG’nin yanına yaklaşamadı. DC filmlerini baz alırsak da ben The Dark Knight Rises’dan beri iyi bir DC filmi izleyemedim.
Peki Suicide Squad’ın 2016 çizgi roman filmleri arasındaki yeri ne? Biraz iddialı olacak fakat 2016’nın en kötü çizgi roman filmi olarak Suicide Squad’ı aday gösteririm.
Puan: 4/10