Teenage Mutant Ninja Turtles ya da bizdeki adıyla Ninja Kaplumbağalar, çocukluğunuzu 90’lı yıllarda geçirdiyseniz anılarınızın bir bölümünde önemli bir rol oynuyordur. Özellikle, 1987-1996 yılları arasında yayınlanan çizgi dizisiyle dönemin çocuklarının kalbinde taht kuran ve zamanla ülkemizde de bir hayli popülerlik kazanan bu karakterler, günümüzde büyük bir pazarlama ürünü haline geldi. Market reyonlarından kolaylıkla edinebileceğiniz lisanslı ürünleri, Nickelodeon’ın yaptığı animasyon serisi ve Michael Bay yapımcılığında reboot edilen sinema filmleriyle sık sık karşımıza çıkan bir franchise bu. Karakterlerle kurulan tek etkileşimin, çizgi dizinin yeni bölümünü izleyebilmek için televizyon başına geçmekten ibaret olduğu zamanlardan bugüne çok şey değişti. Artık her şeye ulaşmak daha kolay. Daha çok Teenage Mutant Ninja Turtles, daha çok macera… Ama verdiği tat aynı mı? Bence değil.
Çizgi romandan bahsedersek, IDW‘nun 2011 yılında TMNT haklarını almasıyla birlikte reboot ettiği bir seri bu. Bütün hikayeyi başa sarmışlar. Öyle ki karakterlerimiz daha kendilerine özgü renklere bile sahip değiller. Normal şartlarda aynı mecrada reboot edilen şeyleri pek sevmem. O şeyi asıl sevdiren ruhun zedelendiğine inanırım. Ancak okuduğum bu serinin diğer rebootlardan önemli bir farkı var. Ninja Kaplumbağalar’ın yaratıcısı Kevin Eastman bu serinin arkasındaki isim. Benim de en çok ilgimi çeken şey buydu okumaya başlamadan önce. Tüm hikaye Eastman ve Tom Waltz‘a ait. Yani karakterler emin ellerde. TMNT maceralarında kaplumbağalarımızın kişilik özellikleri çok önemlidir. Hepsinin çeşit çeşit alametifarikası vardır. Çizgi romanda bunlara oldukça dikkat edilmiş. Bunun yanında, bu bir orijin hikayesi olduğu için karakterizasyonlar asıl bildiğimiz hallerinde değiller daha. Mesela Raphael, ekibe sonradan katıldığı için tam olarak kızgın ve sert bir mizaca sahip değil. Ya da Leonardo, Usta Splinter’a en sadık isim ancak tam olarak liderlik meziyetlerine henüz hakim değil. Hikaye işte bunun dengesini çok iyi kurmuş. Bir yandan karakterler asıl sahip oldukları özelliklere sahip değilken bir yandan da aslında öyleler. Sayfalar ilerledikçe onların daha da kendi benliklerini bulmasını okumak çok keyifli.