İnceleme: Silver Surfer Requiem #2

[update title=”Künye” icon=”info-circle”]
Çizgi Romanın Adı: Silver Surfer Requiem
Yayınlandığı Tarih: 30 Mayıs 2007
İçerdiği Sayı: Requem #2 “Sanctus”
Yazar: Michael Straczynski
Çizer: Esad Ribic
Yayıncı: Marvel [/update]
Marvel Knights etiketi altında 2007 yılında yayınlanan bu dört sayılık serinin ilkini burada incelemiştik, şimdiyse ikinci sayı ile karşınızdayız. Gümüş Sörfçü incelemelerine, Norrin Radd’ın son yolculuğundan başlamak tam olarak doğru olmasa da yeni başlayacaklar ve zaten aşina olanlar için Norrin’i tanımak ve hatta anlamak adına büyük bir önem taşıyan bu seriyi sizlere sunuyoruz.

İnceleme tarzımızı bilmeyenler için de kısaca söyleyelim, önce sayıyı okumamış, okuyamamış, ya da yeniden yad etmek isteyen, daha detaylı bakmak isteyenler için sayının hikayesini anlatıyoruz, daha sonra da sayı üzerine değerlendirmemizi yapıyoruz. Dolayısıyla bu inceleme spoiler içermektedir. Hikayeyi okumuşsanız, doğrudan değerlendirme kısmına gönül rahatlığıyla atlayabilirsiniz.

HİKAYE

“Söyleyecek en çok şeyi olan kişi olmasına rağmen, maalesef kahramanlar arasında sesi en az duyulanlardan biriydi.”

Hikayemize Manhattan’da devam ediyoruz. Normalden farklı olarak bu sefer sayımız Norrin’in düşünceleri ile değil, sürpriz bir karakterle, Spiderman ile başlıyor. Kendisini, ordudan yüksek teknolojili bir zırh çalan düşmanıyla görüyoruz. Görüyoruz ki Peter, Mary Jane için doğum günü hediyesi bakmaya geldiği sırada karşılaşmış düşmanıyla. Tam da ona özgü bir stille kurtarmaya çalıştığı bir otobüs dolusu insanın önüne geçmişken, düşmanının durup onun üstünde bir şeye baktığını fark ediyor Peter. O kişi de Gümüş Sörfçü’müz. Kozmik Güç’ü kullanarak düşmanı etkisiz hale getirdikten sonra, gitmeye yeltenirken Peter bir sorun olduğunu anlıyor ve yardım teklif ediyor. Norrin ise son anda teklifi kabul edip bir süre düşündükten sonra aklındakileri açıklıyor. Gitmeden önce son kez Dünya için iyi bir şey yapmak istiyor. “Hepiniz aynı türdensiniz, hepinizin amaçları aynı, hepiniz aynı şeyleri yiyor, aynı uykuyu uyuyorsunuz. Birbirinizi daha kolay öldürebilmek amacıyla birbirinizden ayrılmayı ve bölünmeyi acilen bırakmanız gerekiyor.”

Bunları Peter’a anlatmasının sebebi ise, onun da bir insan olması ve yardım için bir fikri olabileceği düşüncesi. Peter’ın ise birçok fikri var, bazıları komik ve bazıları da gerçeği ortaya seren… Ama o da sonuçsuz kalıyor konu hakkında ve şöyle açıklıyor: “Genellikle tek seferde yalnızca bir kötü adamla savaşmamızın nedeni de bu işte. İnsanların kişiliklerini değiştirmek, kötü birini kötülük yapmaktan alıkoymaya göre çok daha farklı ve karmaşık bir mesele.” Haksız da sayılmaz, ne dersiniz? Bu kısımda Peter konudan vazgeçerek belki de hepimizin merak ettiği o soruyu soruyor. Neden sörf tahtası? Hepimiz biliyoruz ki, Kozmik Güç, Norrin’i koruyor. Yani açıkladığı şekilde, havaya, suya ve gemiye ihtiyacı yok. Sadece onu taşıyacak bir şeye ihtiyacı var. Ve uzayın tüm o güzellikleri içinde neden kendini duvarlar ardına gizlemeyi istesin ki? O soruyor, ben değil.

Eh, herkes merak eder böyle bir deneyimi. Norrin de, Peter’a bir şans sunuyor. Ama Peter’ın aklında bu deneyim için bir başkası var; Mary Jane. Doğum günü olduğunu söylemiştik, değil mi? Daha güzel bir doğum günü hediyesi olabilir miydi? Norrin, Kozmik Güç’ünün bir kısmını ona aktarıyor ve bir süre sörf tahtası ile bu deneyimi yaşamasına izin veriyor. Bu deneyimi Peter bize şöyle anlatıyor: “Bir saatten daha kısa bir süreliğine gitmişti ama sonraki birkaç gününü gördüklerini ve hissettiklerini bana anlatmaya çalışarak geçirecekti.” Hangimiz tahmin edebilir nasıl bir deneyim olduğunu? Peter bile hayal edemiyor. Tam bu noktada, Peter ve Mary Jane ile bakışırken eski bir anıya dönüyoruz. Norrin ve sevdiği kadının bakışmalarına.

Sanırım bu yüzden Norrin gitmeye hazırlandığı sırada Peter, ilk sorumuzun cevabını buluyor. Kozmik Güç’ü Mary Jane’e aktardığı gibi bir süreliğine tüm insanlığa aktarabilir mi? Anlaşılan aktarabilirmiş. Peter ve Mary Jane uzaklaştıktan sonra Norrin de bunu yapıyor.

Peter’ın da dediği gibi, Norrin’in istediği en basit haliyle Dünya’da huzur ve barışı sağlamaktı. “Ve beş dakikalığına da olsa bunu başardı. Böyle bir şey başarmış olan kaç kişi tanıyorsunuz?” Bu beş dakika, her ne kadar bitkin düşse bile Norrin’e de yetiyor. Ve tam bu esnada Peter, maskesini çıkarıp Norrin’e teşekkür ediyor. Ve sonra Gümüş Sörfçü’müz Dünya’dan ayrılmak üzere yola çıkıyor.

“Onu sonunda bulutların arasına karışıp kayboluncaya dek izledim. Olanlardan sonra nereye gittiğini ya da ne yaptığını hiç öğrenemedim. Ve onu ömrüm boyunca bir daha hiç göremedim.”

DEĞERLENDİRME

İlk sayımızda, çizerimiz Esad Ribic’in hakkını fazlasıyla vermiştik. Bu sayıda da kendinden hiç ödün vermediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak çizimler hakkında söyleyeceklerim sadece bu kadar. Çünkü bahsedilmesi gereken çok daha önemli bir isim var; Straczynski. İkinci sayıda acaba hangi karakter gelecek karşımıza diye kafa yorarken, hiç beklemediğim bir yerden vuran ve sayı boyunca da bu seçimi yüzünden kalbime durmadan taklalar attıran yazara ne kadar teşekkür etsem azdır. Alışık olduğumuz Silver Surfer girişlerinden kaçınıp, süratli ve konuyla o kadar da alakalı olmayan girişi müthiş bir ustalıkla yoğurmuş. Siz neden Peter seçildi hikayeye dahil edilmek için diye düşünürken, yazar bunu alttan alttan cevaplıyor. Norrin’in yapmak istediği şey açısından, soracağı en doğru kişi büyük çoğunluk için Peter’dır. Bu yüzden seçim, fevkalade bir şekilde sayıya ve Norrin’e uyum göstermiş.

Sayının bahsetmek(ÖVMEK) istediğim bir diğer kısmı ise Norrin’in kendisi. Hikaye ilerlerken sorulan sorular ve çizimler sayesinde Norrin’i baştan tanıyormuşuz gibi bir ortam oluşuyor. Peter’ın sörf tahtası sorusu buna bir örnektir mesela. Ancak bu genel olarak sayının değil, serinin bir amacı. İlk sayıda da Norrin’in nasıl Gümüş Sörfçü olduğuna dair bir flashback okumuştuk hatırlarsanız. Ve bence bu hafif eklemeler, karakteri çok az tanıyan bilen biri için bile seriyi okunur kılıyor. Yoksa siz gereksiz mi buluyorsunuz? Ne dersiniz? Son olarak değineceğim, Peter seçiminin tekrardan ne kadar güzel olduğuna bir kanıt. Hatırlarsınız, son kısımlarda Norrin, Dünya’ya beş dakikalığına Kozmik Güç’ü aktardıktan sonra Peter kendisine teşekkür ettiği sırada maskesini çıkarıyor. Hazır filmi çıkmışken çoğunuz Civil War çizgi romanını bi’ yeni baştan okumuştur. Ve Peter’ın maskesinin ne kadar önemli olduğunu fark etmiştir. Bu yüzden o teşekkür, Dünya’ya böyle bir hediye bırakan adam için yapılacak en anlamlı teşekkür biçimiydi sanırım.

İkinci sayıda, Norrin’in “ölmeden önce yapılacaklar” listesine, çok uzaklaşmadan Manhattan’da bir tik attık. Peter ile biraz sohbet etme şansımız da oldu. Üçüncü sayıda artık uzaya mı çıkacağız? Yoksa Dünya’da biraz daha dolaşmak iyi mi gelir? Belki bir kahraman daha görürüz, ha?