The Amazing Spider-Man harika bir Spider-Man serisi değildi ama kötü de değildi. En azından seriyi iptal edecek kadar kötü değildi, Sam Raimi’nin Spider-Man filmleri gibi bir derinliğe sahip olmayan, izlerken zevk aldığımız bir seriydi işte. Hatta Sony, zamanında seriyi iptal etmeyi bırakın devam filmlerini ve evreni genişletmeyi düşünüyordu. Bu düşüncenin ilk adımlarını The Amazing Spider-Man 3’ü Mayıs 2016’ya, dördüncü filmi de 2018’e planlayarak yaptılar. Bunlara ek olarak Sinister Six ile Venom filmleri ve Gwen Stacy’nin başrolde olacağı Spider-Woman filmi düşünülüyordu. Yani Spider-Man filmleri dışında üç farklı karakterin daha filmi gelecekti. Sony ciddi anlamda bir Spider-Man evreninin planlamasını yapmıştı.
Gayet de yapılabilir bir şeydi aslında. Spider-Man çizgi romanların en sağlam kötü karakter havuzlarından birine sahip, filmlerin aynı karakterler üzerinden dönme durumu olmazdı. İptal haberi gelmeden önce ikinci filmin sonunda Rhino’yu canlandıran Paul Gimatti yeni film için döneceğini de doğrulamıştı. Yönetmenlik görevi için ilk iki filmde de yer alan Marc Webb düşünülüyordu, Webb Sony’nin The Amazing Spider-Man evrenini bizzat kendi kurdu. Üçüncü film için dönmeyi sadece bir şartla kabul etti, dördüncü filmde yönetmen olarak değil danışman olarak yer alırsa. Ama bu Sony’e uymadı ve oralar biraz karıştı.
Bir de hasılat meselesi var ama bu ”The Amazing Spider-Man serisi neden iptal edildi?” sorusunun net cevabı değil. The Amazing Spider-Man’in hasılatı iki filmde de yeterli seviyede olmadı. Orijinal Spider-Man serisi sırasıyla 821, 783 ve 890 milyon dolar hasılat yaptı. The Amazing Spider-Man ise hiçbir zaman 800 milyon doları göremedi. Seriyi iptal ettirmeyecek sonuçlar olsa da o aralar hasılat rekorları kıran The Avengers ve The Dark Knight Rises’ın yanında sönük kalıyordu tabii ki. İlk serisinin hasılatına erişemese de bu rakamlar seriyi devam ettirmeye yeterdi.
”The Amazing Spider-Man serisi neden iptal edildi?” sorusunun asıl cevabı bir aşağıdaki paragrafta başlıyor. Hasılat değil, izleyicilerden alınan tepki veya başka bir şey değil. Sorunun cevabı Andrew Garfield.
Andrew Garfield, The Amazing Spider-Man serisinin yıldızı ve yüzüydü. Seriyi pazarlamak için de doğal olarak Garfield öne çıkartılıyordu. Evet, rolünü çok seviyordu ama bunun için bizzat Sony CEO’sunun istediğini yapacak fedakarlıkta bulunmadı ne yazık ki.
Belki duymuşsunuzdur Wikileaks olayları sırasında Sony Pictures’ın bazı mailleri internete sızdırıldı. Bu ifşa sayesinde Andrew Garfield ve CEO arasında baya ciddi bir olayın perde arkası aralanıp asıl yaşananları öğrendik. Olay şöyle; Sony CEO’su Kaz Hirai, Garfield’ı 2014 Dünya Kupasından sonra Rio’daki bir galaya davet etmiş. Planı da gala sırasında konuşma yaparken Andrew Garfield’ı sahneye çağırıp The Amazing Spider-Man 3’de yer alacağını duyurmakmış. Garfield teklifi kabul edip Rio’ya gitmiş fakat galaya bir saat kala yemeğe ve galaya katılmaktan vazgeçmiş. Her şey hazırken Garfield, CEO’yu neredeyse 1000 kişinin önünde yapacağı konuşmadan ve duyurudan sadece bir saat önce mahçup etmiş.
Kaz Hirai’nin planladığı konuşma şu şekildeydi:
Andrew Garfield, The Social Network gibi Sony Pictures Entertainment’tan çıkan önemli filmlerde beyaz perdeyi süsleyen bir aktör. The Social Network benim için 21. yüzyılın Citizen Kane’idir. Bugünden yüzyıllarca sonraki tarihçiler bu filmi parmaklarıyla gösterecekler. Andrew’ın yer aldığı diğer çok önemli filmler ise hâlen dünya çapındaki izleyicilerin aklını ve kalbini büyüleyen The Amazing Spider-Man ve The Amazing Spider-Man 2’ydi. Bu iki film gişede toplam 1 milyar 400 milyon dolardan fazla hasılat yaptı. Andrew Garfield’ın Mayıs 2016’da çıkacak yeni filmde yer alacağını açıklamaktan gurur duyuyorum.
Tabii ki son dakika iptalinden sonra bu açıklama yapılmadı ve Garfield Sony CEO’suna ters giderek kendi sonunu hazırladı. Marc Webb meselesinin de karışık olması serinin iptaline iyice zemin hazırladı.
Bu olaylardan sonra fırsat bu fırsat diyen Marvel Studios’un başı Kevin Feige, dönemin Sony Başkanı Amy Pascal ile yakın arkadaşlığını da kullanarak Spider-Man’in MCU’ya katılması için Sony ile anlaştı. Sony’nin de işine geldi tabii ki bu. Marvel’ın hem hali hazırda çok büyük bir evreni var, hem de yaptıkları işi iyi biliyorlar. Peter Parker rolü seçimi de dahil bütün kararlarda son söz Sony’e ait, Marvel’ın alacağı herhangi bir kararı isterlerse veto edebilirler fakat Sony evini barkını Marvel’a emanet etmiş konumda. Bunun ne kadar iyi bir karar olduğunu Captain America: Civil War’da gördük zaten.
Sony ve Marvel, Spider-Man konusunda ilk anlaştığında anlaşma basitçe solo filmleri Marvel’ın hazırlayıp, bütçesini Sony’nin karşılaması ve elde edilen gelirin de %5’ini Marvel’ın alması üzerineydi. Bunun karşılığında da Spider-Man’i kendi filmlerinde kullanabiliyorlardı. Bu anlaşma beş filmlikti ve Far From Home ile anlaşmada sona gelinmişti, Marvel aynı şartlar altında uzatmayı teklif etse de Sony tarafı kabul etmedi.
Birkaç haftalığına ciddi ciddi Spider-Man MCU’dan ayrılmış ve taraflar bir türlü ortak noktada buluşamıyordu. Tom Holland’ın telefonu alıp bizzat Disney CEO’su Bob Iger’ı aramasıyla başlayan, hayranların Sony’e ciddi baskılar yaptığı ve gündemi uzun süre meşgul eden süreçte taraflar yeni bir anlaşma için imzaları attılar. Yeni anlaşma iki film için daha geçerli. Spider-Man 3 ve belirsiz bir Marvel filmi. Anlaşmaya göre Marvel, Spider-Man solo filmlerinden artık %5 yerine %25’lik bir pay alacak ancak bütçenin de %25’ini karşılayacak. Ama bu yeni anlaşma sandığımızdan çok daha fazlası. Çünkü Tom Holland’ın Spider-Man’i, Sony’nin çekeceği Venom, Morbius vs. gibi karakterlerin filmlerinde de yer alabilecek ve alacak da.
Şahsen ben Andrew Garfield’ın Spider-Man’ini çok severdim. Peter Parker’ı gayet kötüydü ancak Spider-Man’i tam çizgi romanlardan fırlamış gibiydi. Tom Hardy’nin Venom’unun karşısına Andrew’un Spider-Man’i inanılmaz yakışır. Tom Holland’ın MCU’da, Andrew Garfield’ın Sony’nin Spider-Man evreninde boy göstermesi asla gerçekleşmeyecek bir hayalim.