Thor serisini ne zamandan beri takip ediyorsunuz? Ya da Thor’un başına gelenlerden haberiniz var mıydı? Marvel Now adı verilen çizgi roman dönemi içinde Thor dergisinin başına, daha önce Schism gibi X-Men’i birbirine düşüren bir hikayenin yazarı Jason Aaron geçti. Derginin adını Thor: God of Thunder olarak duyurdular ve derginin çizerliğinde, her çizimiyle gönlümüzü tekrar tekrar fetheden Esad Ribic yer aldı. Şunu belirtelim, seri güzel bir seri. Okumanızı da şiddetle tavsiye ederim. Ben burada kısaca geçmişte olanlardan bahsedeceğim.
Bu serinin ilk iki öyküsü olan God Butcher (Tanrı Kasabı) ve God Bomb (Tanrı Bombası) isimli öykülerde, Thor yepyeni bir düşmanla tanıştı: Gorr. Bu dostumuzun ailesi zamanında öldürüldüğünde tanrılarından cevap bulamamış ve ölümleri için de tanrıları suçlamış, dolayısıyla bütün tanrıları yeryüzünden silmeye karar vermiş. Dönem içinde Gorr’un öyküsü iç parçalayıcıydı. Tabii, Aaron, Doctor Strange serisinde de ailesi büyücüler tarafından öldürülen birisinin kurduğu tarikatın, bütün büyücüleri öldürmeye kalktığı Empirikul hikayesini okuduktan sonra ilk etkisini kaybetti ancak Gorr yine de nevi şahsına münhasır bir karakterdi ve Thor dahil, bütün tanrıların kafalarını allak bullak etmişti. Gorr’a göre tanrılar gereksizdi ve evrendeki hiçkimsenin yakarışlarını, dualarını kesinlikle hak etmiyorlardı. Gorr’un hikayesi, Thor: God of Thunder’ın ilk 11 sayısında işlendi. Sonucunu ve detaylarını oradan görebilirsiniz.
Takvimlerimizi biraz ileriye alıyoruz. Marvel evreninde olan biten her şeyi izleyen, hepsinin kaydını tutan ve Ay’da yaşayan Watcher Uatu öldürüldü. Bu ölümün ardından Watcher’ın sakladığı tüm sırlar açığa çıktı. Marvel evrenindeki her karakterin bir sır taşıdığı ortaya çıktı ve bunun üzerine herkes birbirine girdi. Böylece Original Sin hikayesi başlamış oldu. Bu hikayenin nihayetinde Watcher, Marvel sinematik evreninden önce beyaz ve saçlı şekilde tanıdığımız Nick Fury oldu. Fury’nin oğlu ve Samuel L. Jackson’a oldukça benzeyen Nick Fury Jr. ise Dünya’da onun yerine geçti. Nick Fury, Watcher olarak benliğini kaybetti ve bedenler üstünde bir varlık oldu. Ay’da ikamet etmeye başladı. Kendisinin yanına gelen Thor’un kulağına eğildi ve ona bir sır söyledi. Thor’un şaşkınlıkla gözleri büyüdü ve işte tam bu sözleri duyduktan sonra elindeki Mjölnir’i düşürdü. Bir daha da asla kaldıramadı. Mjölnir’in başında ağladı, isyan etti, çıldırdı ama hiçbir şekilde kaldıramadı. O duyduğu sözlerden sonra Thor, artık Mjölnir’e layık değildi.
Takvimlerimizi biraz daha ileri alalım. Ay yüzeyine gelen bir kadın hiç zorlanmadan Mjölnir’i kaldırdı ve yeni bir Thor, dişi Thor doğdu. Daha sonra bu yeni Thor’un kim olduğunu öğrendik: /Spoiler/ Jane Foster /Spoiler/. Bizim layık olmayan Thor’umuz ise kayıplara karıştı, kendisini içkiye verdi. Eline silah olarak eski baltası Jarnbjörn’ü aldı. Başta bu yeni Thor’dan Mjölnir’ini geri almak istese de bu çabadan vazgeçti. Sonrasında dişi Thor’un, Malekith ile olan savaşında ona yardım ederken Malekith, Thor’un kolunu kopardı. Babası Odin, bir cüce çağırdı ve ona Asgard’ın büyülü metali Uru’dan yeni bir kol dövdürdü, Thor da bu kolu taktı o günden beri.
GÖRÜŞ
The Unworthy Thor, bir nevi Jason Aaron’un 2014 yılında Thor: God of Thunder serisiyle başlattığı kurgunun son halkası. O zamandan beri işlenen hikayelerin finale bağlandığı bir yer sayılabilir. Original Sin serisinden beri Thor’un nasıl Mjölnir’i kaybettiğini sorgulayıp durmaktaydık. Buna cevap veren seri, ilk 4 sayısında, okuru heyecanlandırıp finale hazırlarken, final sayısında beklentileri biraz da olsa boşa çıkardı. Serinin tamamının yeni iki hikayeye bir açıdan reklam olmaya evrilmesi ise üzücü olan bir diğer durum. Yine de Thor’un, verdiği kararlarda sürekli ikilemlerle mücadele etmesi, yeni yol arkadaşları edinmesi ve layık olduğunu kanıtlamak için çabalaması, okunmaya değer. Serinin baş kötüsü sayılacak Collector ise ortalama bir şekilde hikayeyi kapatıyor.
GÜZEL