Geçtiğimiz sayılardan yola çıkarak konuşursak Kaptan’ın ele geçirdiği yönetim ile birlikte başlayan değişimlerin çok azını bu seride gördüğümüzü söylemek yanlış olmaz. Secret Empire üzerinden işlenen bu konuların yanında bizlere bu seride kalan ise aslında yardımcı konumda olmasına rağmen bence daha önemli konulara parmak basan bir şey. Ancak Secret Empire başladığından beri serinin sayılarının Secret Empire sayıları arasında bir geçiş sağlaması adına yazılıp çizilmesi beni biraz rahatsız ediyor. Hem bize verdiklerinin azlığı ile hem de konuyu Steve Rogers serisi içinde yavaşlatması ile birlikte bu serimiz de biraz kendi sınırlarını zorlamakla karşı karşıya bırakılıyor. Yine de buna karşın kötü sayılarla karşımıza çıkıyor değil.
Bundan önceki sayısında yeni lider olarak verdiği röportaj ile karşımıza çıkan Steve, bu sefer konuşmacı olacak Birleşmiş Milletler önünde kürsüdeki yerini alıyor. Ancak geçtiğimiz sayıdan farklı olarak biraz daha agresif ve sabrı taşmış bir çizgisi var. Secret Empire ile birlikte takip edenleriniz bilecektir, bu sayıyı okuduğunuzu varsayarak da spoiler olacağını düşünmüyorum bunun, parçalanmış Kobik’in parçalarını toplamak üzere Hydra ve direnen kahramanlar arasında bir yarış başlamış durumda ve Kaptan bu yarışta çok da iyi yerlerde değil. Bir önceki incelemede Kobik’in seride önemli bir yer kaplayacağı ile ilgili bir tahminde bulunmuştum ve böylece bunun yankılarını da görmüş oluyoruz artık sayılar ilerledikçe.
Kobik’in parçaları demişken… Bunlardan bir tanesi de Atlantis Kralı Namor elinde muhafaza ediyordu daha önce. Secret Empire’dan yine bunu biliyoruz. Ve yine o seride, Atlantis ile gerçekleştirilen bir savaş olduğunu da biliyoruz. Bu seride ise Namor’un küpün parçasını Kaptan’a teslim ettiğini sonunda görüyoruz. Tüm bu savaşların sebebi olan Kobik’le ilgili artık hepimizin aklına gelecek olan soru şu olmalı sanırım; “Kobik ne işe yarayacak?” Biz, Kaptan’ın planlarında Kobik’in mühim bir yeri olduğundan haberdarız. Ancak Tony ve arkadaşlarının bu parçaları toplamasının asıl sebebi yine bize Secret Empire serisinde açıklanıyor. Kaptan’ın değiştirilmiş zihnini eski haline geri getirmek. Bu konuda iki serinin de bizlere epeyce büyük bir ip yumağı verdiği su götürmez. Ve anlaşılan bu yumak çözüleceği yerde daha da karışmaya devam ediyor gibi. Black Widow gibi kısaca Kaptan’ı öldürüp bu oyuna bir son vermeyi düşünenler de yok değil. Ancak onun yolu da kendi tehlike ve kendinden ödün vermeleri bulunduruyor. Yine de bunlar bizim sayımızın konuları değil, biz şu Birleşmiş Milletler konuşmasına biraz daha eğilelim isterseniz.
Steve Rogers’ın artık bazı şeylere tahammülü kalmamış anlaşılan. Kendisini çizimler arasında net bir karakter değişimi içinde buluyorum ben istemeden. Bizim bildiğimiz Kaptan çizgisinin dışına çıkmadan bir asker olarak ne kadar ileri gidebileceğine ilginç bir şekilde tanık oluyoruz sanki. Yine de tamamen çizgisini aşmıyor değil. Bunu da bir anda konuşmaya dahil olan Wakanda Kralı’ndan öğreniyoruz. Ülkesini korumak adına kendisi baya bir meşguliyet içindeymiş son zamanlarda. Çok güzel bir giriş ile Kaptan’ın konuşmasını baltaladığı yetmiyormuş gibi kendisine açıkca meydan da okuması beni biraz endişelendirdi aslına bakarsanız. Kendisinde bir küp parçası olduğunu biliyoruz. Diğer kahramanlara bulunacak diğer küp parçalarını da Wakanda’da saklamayı önerdiğini de biliyoruz. Kaptan’ı böyle üstüne çekmeye çalıştığına göre sanırım bir bildiği var bu konuyla ilgili. Büyük ihtimalle Secret Empire sayılarında bunları göreceğiz.
DEĞERLENDİRME
Sayıların artık geçmişe dönüşleri kestiğini fark etmişsinizdir. Gelecekle birlikte kendini çok güzel devam ettiren bu sahnelerin sonunun geldiğini düşünmeyen bir ben yokumdur umarım. Devamının geleceğini, Steve ve özellikle annesine ne olduğunu görmek isteyenleriniz olduğunu biliyorum. Öte yandan Secret Empire ile birlikte biraz önü kesilen serimizin daha ne kadar böyle devam edebileceğinden emin değilim. Her şeye rağmen Secret Empire da uzun uzadıya işlenecek bir seri değil. Sonucuyla birlikte burada Steve Rogers hikayesine devam etmeyi ben oldukça çok istiyorum. Tabii, elimize konuşabileceğimiz daha çok şey vermesi kaydıyla.
Sayının çizimlerine ayrı bir parantez açmam gerekiyor sanırım. Konuşmasına başladığı sırada Steve Rogers’ın yüz hatlarına gösterilen özenden ötürü yerimde duramıyorum. Kaptan’ın, o yaşlanmışlık ve buruşmuşluk hissini tattığını görebilmek her ne kadar üzücü olsa da oldukça tatmin edici bir durum. Bu arada fark ettiniz mi, ikinciye çiziyorlar Kaptan’ın elinde Thor’un çekicini tuttuğu bir görseli. Çıkar mı altından bir şeyler?