İnceleme: Defenders #2

HİKAYE

İlk sayının sonunda Diamondback, Luke Cage’i zehirleyip ölüme terkettikten sonra Black Cat’in Luke’u, Night Nurse’un kliniğine bıraktığını öğreniyoruz. Jessica Jones da haberi alır almaz geliyor fakat klinikte Luke’u kurtarabilecek bir panzehir bulunmuyor. Tam da bu sırada kimsenin beklemediği bir cameoyla Blade günü kurtarmaya geliyor ve Luke kurtuluyor.

Sayının devamında hiç alışmadığımız bir şekilde Danny Rand’in, zengin olmanın verdiği karizmayla kısa bir sohbet için Wilson Fisk’e uğradığını görüyoruz. Kendisi Kingpin olmayı bırakmış, tamamen yasalara uygun bir iş adamı. Danny, Fisk’i, yeni Kingpin olmak isteyen Diamondback’e karşı kışkırtıyor.

İntikam peşinde olan Jessica, Daredevil ile birlikte Diamondback’in mekanına baskı yapıyor ve David Marquez’in harika aksiyon sahnesi çizimleri eşliğinde herkesin ağzına ediyorlar. Daha ne tür bir güçle ölümden döndüğünü öğrenemediğimiz Diamondback ellerinden kaçıyor. Sayının sonunda Diamondback’i aramak için sokağa fırlayan ekibimiz Punisher tarafından vurularak sayı sona eriyor.

GÖRÜŞ

Kuşkusuz David Marquez’in çizimleri yine okuyucunun nefesini kesiyor. Gerçekten hikayeye ilgimi kaybedip kendimi çizimlere bakarken bulduğum çok oldu. Özellikle Daredevil’ın aksiyon sahnesindeki detaylar sanki canlı izliyormuşsunuz kalitesinde. Takip etmesi çok kolay. Hangi sahneden bahsettiğimi sayıyı okurken mutlaka anlarsınız.

İlk sayının vermiş olduğu heyecanı ve enerjiyi bu sayıda bulamıyoruz bunu belirteyim. İlk sayıda sahne ışıkları Diamondback ile en yakın ilişkiye sahip olduğu için tamamen Luke Cage’e aitti. Bu sayıda ise parlama fırsatı diğer Defenders üyelerine verilmiş, Luke mantıklı şekilde oldukça arkaplanda. Zaten sayının başındaki hastane sahnesinden sonra daha da görmüyoruz.

Luke’tan gelen boşluğa her ne kadar Jessica Jones ve Daredevil da büyük adaylar olsa da ben Danny Rand’i yerleştirmek istiyorum. Bakın Iron Fist’i değil. Danny Rand’i. Wilson Fisk ile konuştuğu sahne karakterin demir bir yumruk ve uzak doğu dövüş sanatlarından ibaret olmadığının güzel bir kanıtı. Özellikle Iron Fist serisini okumayanlar için.

”Yeni Kingpin olmaya çalışsam ne yapardım biliyor musun? Eskisini balık gibi şişlerdim.”

Danny’nin Fisk’in yüzüne karşı bu tehditkar tutumu ilerleyen sayılarda Wilson Fisk’i de oyunun içine dahil edecektir. Gerçi Wilson Fisk gibi biri istese de oyundan ne kadar uzaklaşabilir ki?

Çizgi roman okurken bunlar genelde üzerinde durulmasa da gözüme çarpan en büyük sorun karakterlerin bazı bilgileri nasıl edindiği, orada olduğunu nereden bildikleri gibi şeyler oldu. Mesela başta Jessica Jones’un ve diğer karakterlerin Diamondback’i hemen bulma isteği güzel yansıtılsa da nasıl başardıkları okuyucuya aktarılmıyor. Veyahut tamamen şapkadan çıkan Blade nereden biliyordu Luke’un hastanede olduğunu? Hangi panzehire ihtiyacı olduğunu?

Jessica’nın Diamonback’i bulduğu sahneden önce Daredevil bi’ çatı katında Ben Urich ile Diamondback’i nerede bulabileceğini görüşmüştü ve olumsuz yanıt almıştı. Bunun devamında Daredevil’ın Jessica ile de bir görüşmesi olmadı. Yani Diamonback’in mekanına baskın yapması güzel de, nasıl yaptı kardeşim bunu bu adam?

Sayının genelinde hikaye çok da ilgi çekici değil. Bana göre yayınlanan iki sayının da en büyük problemlerinden biri hikayenin çok az şey anlatıyor oluşu. Tam akmaya başlarken bir anda sayının bittiğini görüyorsunuz. Ama çok güzel başardığı şeylerden biri serinin tamamen sokak seviyesi karakterlere ait oluşu. Defenders dışında Kingpin, Diamondback, Black Cat, Blade ve şimdi de Punisher.

Ha Punisher demişken… tamam eyvallah son sayfadaki sürpriz şaşırtıcı ve etkileyici oldu da… ne alaka abi? Frank Castle dediğimiz adam şu sıralar Hydra olmuş, Steve Rogers’ın emri altında biri. Secret Empire’ın son sayısında da küplerle alakalı önemli bir görevde yer alıyordu. Defenders meselesine neden karıştı şimdi? Üstüne biraz düşününce Frank Castle sürprizi o kadar da mantıklı gelmiyor.

PUAN: 6/10

Yorumlar