
Bu seneki büyük Marvel hikayemiz Secret Empire’da, 0. sayısını da sayarsak 6. sayıya gelmiş bulunmaktayız. Önceki sayıların incelemelerine şuradan ulaşabilirsiniz:
İnceleme: Secret Empire #0
İnceleme: Secret Empire #1
İnceleme: Secret Empire #2
İnceleme: Secret Empire #3
İnceleme: Secret Empire #4
Önce sayının hikayesinden bahsedelim, daha sonra da değerlendirmeye alalım. Sayıyı okumuşsanız doğrudan değerlendirme kısmına geçebilirsiniz.
HİKAYE
Sayımız Viper’ın bir grup insana şantaj yapmasıyla başlıyor. Ancak bu sırada da Black Widow’un elinde esir olduğunu öğreniyor ve sorgulamaya gidiyor. Nat, Viper’a ne isterse vereceğini söylüyor. Onlar sorgulamaya başlarken de Nat’in, Red Room ekibi dışarıda pozisyon almış, kurtarmaya hazırlanıyorlar. Widow, Cap’i öldürmek dahil bütün planlarını Viper’a anlatıp, Cap’i öldürmesine yardım ederse Viper’ın da Hydra’nın başına geçebileceğini söylüyor. Viper da bu fikri mantıklı buluyor. Kurtarma ekibi ise aslında başka bir yerde Nat’in talimatıyla yaşlı bir adamı almaya gelmiş. Nat, operasyonu başlatıyor böylece.
Hayallerde yaşayan Steve’in hayali Bucky ve Sam’iyle beraber mutlu mesut yaşadığını gördükten sonra kızı Cassie’ye olan biteni anlatan Scott Lang’i görüyoruz. Wakanda’ya gidiyorlar. T’Challa küp parçasını vermiyor. Eğer kişisel arzularınızı tatmin etmeye çalışmıyorsanız, bütün parçaları toplar buraya getirirsiniz, birlikte deneriz diyor. Rota Madripoor’a, Shang-Chi’ye çevriliyor. Onu ellerinde tutup işkence eden Gorgon ve adamlarını temizledikten sonra Shang-Chi’nin elinde bir parça olmadığını öğreniyorlar. Daha doğrusu ondan alındığını. Kim olduğunu hatırlamıyor ancak oradaki sahnede muhtemelen Mockingbird olduğunu görüyoruz. Daha sonra ekip Tony’nin, küp parçalarını takip etmek için kullandığı sistemin bozuk olduğunu anlıyor ve bir müddet dinlenmeye geçmeyi istiyorlar.

New Tian’ı ziyaret eden Steve ise Hank McCoy’dan ellerindeki küp parçasını istiyor ancak Beast de kendilerinde bir parça olmadığını söylüyor. Tam bu sırada, Steve’in elindeki Avengerların nasıl çalıştığını öğreniyoruz. Scarlet Witch, Chiron tarafından kontrol ediliyor, Vision’ın vücudunda bir AI virüsü var ve Thor’a, Jane Foster’ı sadece kendilerinin kurtarabileceğini söylemişler.
Eve eli boş dönen Tony ve diğerleri, Hawkeye ve ötekilerinin moralini bozsalar da Raz, bir zaman kapsülü geliştirdiğini, bununla geçmişe mesaj yollayabileceklerini söylüyor. Ancak onlar bunu konuşurken, Mockingbird Steve’e mesaj ulaştırıyor ve Hydra gemileri, isyankarların kampına geliyor. Gemiler ateş açıyorlar. Steve, bunun diğerlerini yok etmek için yetmeyeceğini bilse de bu noktada bırakıyor.
Hayali Steve ve arkadaşları ormanda dolanırken hayali Sam ve Bucky saldırıya uğrayıp bayılıyorlar ve Steve’in karşısına Red Skull, onu kurtarmaya geldiğini söyleyerek çıkıyor.
Hawkeye ve isyankarların kampına saldırı devam ederken, Steve, “nihai silah” dediği projenin yanına gidiyor ve kapılar açıldığında içeride Civil War II’da ölmüş olan Bruce Banner’ı görüyoruz, sayı bitiyor.

DEĞERLENDİRME
Böylece hikayenin yarısını bitirmiş olduk. Sayı genel olarak kozmik küp parçalarının peşinde geçti bundan önceki 2 sayıda da olduğu gibi. Sayıda göze çarpan en büyük şey, karakterizasyonların ne kadar yerinde yapıldığı. Hem Hydra, hem de direniş ekibi T’Challa’nın kapısına gittiğinde, Black Panther’ın küp parçasını iki tarafa da vermemesi ve kendi krallığını sonuna kadar koruyacağını söylemesi oldukça iyiydi. Captain America: Steve Rogers serisinde de Steve Birleşmiş Milletler’in önüne çıkıp tüm Dünya’yı tehdit ettiğinde salona bağlanan Panther, “eğer askerlerini harcamayı çok seviyorsan, Wakanda’ya biraz daha gönder de onları da temizleyelim” diyerek karizmasını ortaya koymuş, kendisine duyduğumuz saygıyı kat be kat üste çıkarmıştı. Bu sayıda da T’Challa’nın lider karizmasını bir kez daha izledik ve doyamadık. Sanırım Nick Spencer’ın kesinlikle bir Black Panther serisi yazmasını hepimiz istiyoruz şu noktada.

Tony, kahramanları boş takip izlerinin peşinden götürüyormuş, normalde kendisine ait bir sistem yokmuş ancak ekibin bir umut ışığına ihtiyaç duyması sebebiyle onlara yalan söylemiş. Bu noktada Tony’nin, Steve’in kuklası olduğunu, içerideki ajanın o olduğunu düşünmüştüm ancak ihanet edenin Mockingbird olduğunu görmek şaşırttı. Steve’in, Mockingbird’ü nasıl ele geçirdiğini ise merak ediyorum. “Ask me about my feminist agenda” derken Hydra’nın bütün cinsiyetleri eşit bir şekilde ezmesini mi kast ediyordu, bilmiyoruz. Vision ve Scarlet Witch’i zorla kontrol ettiğini biliyorduk ancak Thor’u da şantajla tehdit ettiğini öğrenmemiz iyi oldu. FCBD kapsamında çıkan özel sayıda, kahramanlar savaşırken, Jane Foster bir anda Mjölnir’i düşürüp yok oluyordu. Daha sonra da Steve Mjölnir’i tutup kaldırdığında herkes şok içinde kalıyordu. Thor, Steve’in yanlış yaptığını biliyor ancak o gün Mjölnir’i kaldırabilmesi, Jane’i kurtarabileceği düşüncesini Thor’un zihnine yerleştirmiş. Bu yüzden Thor’un zorla Steve adına çalışmasının sebebini ben makul buldum.

Namor’un kendi elindeki parçayı Steve’e verdiğini yine Captain America yan serisinden biliyoruz. Ayrıca Steve yine kendi serisinde Magneto’ya, mutantlara ait bir toprak vermiş bunun karşılığında küp parçasını almayı garantilemişti. Hatta Magneto’nun Xorn kılığında bu işi üstlenmesini de bizzat kendisi istemişti. Bunların dışında diğer parçaların nerede olduğunu henüz bilmiyoruz. Benim tahminimce parça konusu çok fazla uzamayacak çünkü Namor ve Magneto konuları bile Secret Empire’ın içinde yer almadı. Önümüzdeki sayıda parçaları elinde tutan son kişileri de bulduktan sonra direniş ve Hydra örgütleri arasında, ellerindeki parçaları kendilerine almak için bir savaşın çıkacağını düşünüyorum. Mockingbird’ün ihanetiyle direnişin yerini bombalamaya başlayan Steve de bir nevi bunu kanıtlıyor.
Black Widow’un kendi planının ne olduğunu tam olarak anlayamadık henüz. Evet, Steve’i öldürecek ancak bunu nasıl yapacağını bilmiyoruz. Champions ekibine kaçırttığı yaşlı adamın kim olduğuna dair de bilgimiz yok. Benim tahminim Steve’in Hydra geçmişiyle bağlantılı birisi olması. Hatta Steve’in çocukluğunda ona yol gösteren ilk Kraken bile olabilir. Onu dikkat dağıtıcı bir element olarak kullanıp Steve’i zayıf bir anında vurabilirler.

Kısacası serideki bütün karakterler ne yaptıklarını biliyorlar ve herkes kendi tarzında yazılmış. Bunun yanı sıra bu kadar kalabalık bir hikayede her kahramanın parladığı bir an yazmak bence gerçekten büyük bir başarı. Ant-Man’in, kızı Cassie’ye mektup yazması, Hercules’in Gorgon’la savaşı, Tony’nin başarısızlığı ve diğer karakterlerin de ön planda çalışması okuduğunuz hiçbir kareyi boşa götürmüyor.
Raz’ın geliştirdiği zaman kapsülünü kullanıp kullanmayacakları meçhul. Eğer Raz’ın kim olduğunu hatırlamıyorsanız, kendisi Ant-Man’in bulup, Giant-Man kostümü verdiği Meksikalı bir dahi. Geliştirdiği yapay zekanın da ne olacağını merak ediyorum. Tony’nin o konuşma içinde Reed Richards’tan bahsetmesi umut verici oldu. Nerede kaldı Richards ailesi? Hala bir yerlerde evren mi inşa ediyorlar? Bu hikayenin sonunda artık dünyaya gelmelerini çok istiyorum onların da.

Şimdi odadaki filden bahsedelim: Bruce Banner! Banner Civil War II’da Hawkeye tarafından öldürülmüştü. Şimdi nasıl oldu da ölümden döndü? Hulk, Civil War II’da öldürüldüğünde, Cap’in kurduğu ve büyük çoğunlukla kendi gizli işlerine koşturduğu Uncanny Avengers ekibi, Hulk’un cesedini Steve’e teslim etmişti, Steve de bu cesedi daha sonra kullanılmak üzere kaldırmıştı. Her ne kadar nasıl dirilttikleri önümüzdeki sayıda muhtemelen açıklanacak olsa da bu sayıda Hulk için, “yaptığımız işlemler onu fonksiyonel kılacak ama bu geçici bir durum, daha sonra tekrar eski haline dönecek” dendi. Yani Banner’ı uzun bir süre için sağ tutamayacaklar. Yani bir nevi, “bakın Hulk’u da sırf bu hikaye için dirilttik” demelerinin farklı bir yolu. Öte yandan Kasım ayında Thor Ragnarok geliyor. Hulk’un o zamana kadar birkaç çizgi romanda gözükmesi iyi olur diye düşündüler muhtemelen. Ancak Secret Empire sonrasındaki serilerde Hulk’a ait bir şey görmüyoruz. Ya, henüz Bruce Banner’lı bir öykü yok, ya da Hulk gerçekten uykuya yeniden dönecek.

Andera Sorrentino çizimde yine enfes bir iş çıkarmış. Özellikle Hydra gemilerinin dağa saldıracağı yerdeki tek sayfa çizim, T’challa’nın tahtına kurulmuş bir şekilde Tony’le konuştuğu enfes tek sayfalık sahne ve Hercules’in, Gorgon’u mahvettiği sahne kesinlikle sayının en üst noktalarıydı. Sorrentino’nun renklerine de her zaman bayılıyorum. Bu sayıda yine Hercules’in Gorgon’u gırtlakladığı sahnede gördük. Gorgon daha önce Siege hikayesinin sonrasında Phobos’u öldürmüştü. Hercules de “Phobos’u öldürdüğünde daha bir çocuktu. Şimdi bir adamla yüzleş” dediğinde intikam almak için saldırmıştı. Bu yüzden, Hercules’in çıldırdığı yerdeki kıpkırmızı arka planın çok ama çok güzel bir şekilde oturduğunu düşünüyorum.
Şu ana kadarki 6 sayıdan (0 da dahil) ben oldukça memnunum. 2015 yılında Jonathan Hickman’ın yazdığı Secret Wars serisinden aldığım tadı alıyorum. O seri de çok uzun bir süre altyapısı Avengers dergilerinde hazırlanmış bir seriydi. Bu seri de uzun süredir altı doldurularak gelen bir hikaye. Arada geçen Civil War II’yu ben yok sayıyorum kafamda. Secret Empire her sayısında okurunu tatmin etmeyi başarıyor. Her sayı yeni bir şeyler öğreniyoruz, ilişkilerin karmaşıklaştığına şahit oluyoruz. 6. sayı da sadece güzel karakterizasyonları için bile oldukça başarılı bir sayı diyebiliriz.
6. sayımız 19 temmuzda çıkacak. Siz nasıl buldunuz sayıyı? Secret Empire’dan memnun musunuz şu ana kadar?