The Defenders’ın ilk bölümünden önce Marvel ve Netflix ortaklığıyla 5 sezon, toplamda 65 bölüm izledik. Yani Marvel’ın film cephesinde yıllardır Thanos’a yol yapıldığı gibi, dizi cephesinde de Stick’in söz ettiği The Hand ile gerçekleşecek New York savaşına yol yapıldı.
SPOILER YOKTUR.
Defenders’ı tek bir oturuşta tükettim bitirdim. Kahramanlarımızdan başlayalım. Matt Murdock, Daredevil ikinci sezonunun ardından kanunsuz hayatını arkada bırakmış, haksızlığa uğrayan insanların avukat meleği olarak hayatına devam etmekte. Bunu dizi ilk bölümde aksiyon hâlinde bize anlatıyor, sadece lafta kalınmamış. Bir yandan Elektra’nın yasını tutmaya devam ederken, bir yandan şehrin Daredevil olmadan daha iyi olduğuna inanıyor ve ister istemez duyduğu yardım çığlıklarına her ne kadar içi parçalansa da görmezden gelmeye devam ediyor.
Matt’i izlemek her zaman olduğu gibi inanılmaz keyifli. Hem Matt Murdock olarak, hem de Hell’s Kitchen’ın Şeytanı olarak. Daredevil ikinci sezonunun en güzel yanlarından biri Matt Murdock ve Daredevil arasındaki çatışmayı, iki hayatın kafa kafaya tokuşmasını izlemekti. Defenders’ta ise bunun sonuçlarına tanıklık ediyoruz, en az ikinci sezon kadar keyifli. Matt kendi hayatını kurmaya çalışsa da, birbirimizi kandırmayalım. Mantığı tersini söylese de kalbi hâlâ sokaklardaki masumlar için mücadele etme isteğiyle atıyor.
Jessica ve Luke hemen hemen aynı rolde hikayede yer alıyor. İkisi de yaşadıkları olaylardan sonra hayatlarına kaldıkları yerden devam etme çabasındalar. O yüzden uzun bir süre özellikle Jessica, takım olma fikrine baya bi’ uzaklar. Zaten 4 karakter de Luke ve Jessica dışında birbirini tanımıyor ve aslına bakarsanız pek tanımak da istemiyorlar. Evet hepsi kağıt üstünde aynı tarafta, ama hiçbiri bir takımın veya ekibin parçası olma gayesinde değil. Hepsinin sevdiği kişiler tehlike altında olduğu için mecburen bir araya geliyorlar.
Bana göre izleyici için bu gayet yeterli bir sebep. Basın yorumlarının çoğunda ekibin çok geç toplandığı eleştirilmişti, sezonun 8 bölüm olduğunu düşünürsek evet biraz geç toplanıyorlar ama bu takımda daha önce Hand’i H’sini duymamış Jess ve Luke var. Hem onların bir şekilde buraya bağlanması, hem Danny’nin arayışları, hem de Matt’in istemeden de olsa olaylara dahil oluşu ilk bölümde yaşansa daha kötü olabilirdi. Örneğin Matt’in tam olarak Daredevil oluşu bile koca bir sezonun finalinde yaşanmıştı, o yüzden bazı şeyleri aceleye getirmemek en iyisi.
Dizinin en büyük sıkıntısı ne yazık ki hikayenin kalbinde yer alan Danny Rand. Karakterin aklında gerçekten Hand’i yok etmesi gerektiği dışında bir şey yok. Sezonun başında takım olma konusunda en hevesli isim olsa da ilerleyen bölümlerde 180 derece dönerek ne yeni çözüm yolları aramayan, ne de başkalarının yardımını kabul eden birine dönüşmüş. İzlerken gerçekten can sıkıcı olabiliyor. Ben gerçekten varoluş amacı çok önemli ve büyük olan ama bu kadar dayak yiyen bi’ süper kahraman daha görmedim. Spoiler vermek istemiyorum, izleyince görürsünüz zaten. Hikayenin kalbinde neden Iron Fist’in olduğunu söyleyecek olursam yine spoiler vermiş olacağımdan söyleyemem.
Sigourney Weaver tarafından canlandırılan Alexandra’nın liderliğini yaptığı, daha önce izlediğimiz Madam Gao ve Bakuto’nun da 5 lider arasında yer aldığı Hand bu sezon için doğru karar. Zaten Daredevil ve Iron Fist sezonları bunu hazırlıyordu. Hand doğru karar ancak benim için ne bu sezonda ne de izlediğimiz diğer sezonlarda Hand hiçbir zaman dövüşmeyi bilen, bir avuç ninja ve liderlerinden ötesine geçemedi. Gerçek tehdit hissini hiçbir zaman veremedi. Stick sezonlardır Hand’in gerçek gücü hakkında bağırıp durdu, bu sezonda da Hand’in ordularından söz edildi ama iş o noktaya geldiğinde kahramanlarımızın aksiyon sahnelerini süsleyip güzelce dayak yiyen tiplerden daha fazlası gelmedi. Aslında o noktada Elektra boşluğu doldurmak için geldi. Şunu söyleyebilirim Elektra’nın malum olaydan sonra ne yaptığına dair hiçbir fikrim yok. Karakterin motivasyonu Matt ile ilişkisine doğru yöneldi ama bu durum pek net olmadı.
Yine de Hand’in iç meselelerini bu kadar detaylıca görmek, liderlerin karakterizasyonlarının ve 5 lider arasındaki ilişki ve dinamiğin gerçekten önem verilerek anlatılması beni bi’ izleyici olarak çok memnun etti. Zaten olması gereken de buydu çünkü asıl karakterlerin, kahramanların kim olduğunu, neden bunu yaptıklarının farkındayız. İzleyiciye Hand tarafından bi’ bakış açısı kazandırılması güzel detaylardan.
Defenders sezonunun tamamı 48 saat veya birazcık daha fazla bir süre zarfında yaşanıyor. Dizi gerçekten dopdolu. Aksiyon sahnesi seviyorsanız BOLCA izleyeceksiniz. Sırf Danny Rand’in fragmanlarda gösterilen toplantı salonundaki aksiyon sahnesi, kendi dizisinin bütün bölümlerinin toplamından çok daha kaliteli. Zaten bu sezonda Danny’e dair en iyi şey aksiyon sahneleriydi muhtemelen. Daredevil sezonlarında insanı dışarı çıkıp milleti pataklayacak kadar delirten aksiyon sahneleri olmasa da, Matt Murdock’ı uzun bir aranın ardından yeniden adalet arayışında görmek harika.
Dizide herhalde bütün solo sezonların yan karakterleri var. Kadro gerçekten kalabalık. Netflix’in Infinity War’u gibi olmuş ama hiçbir karakter haddinden fazla ekran süresine sahip değil. Biri hariç. Claire Temple. Her dizinin her yerinde bol bol Claire Temple görmeye alıştığımız için ben final savaşının ortasında olmasına bile aldırmadım.
Özetleyecek olursam Defenders en iyi Marvel & Netflix sezonu olmasa bile izleyiciyi kesinlikle hayal kırıklığına uğratmıyor. Diziyi bu incelemeyi yazmak için tek oturuşta bitirdim ama hiçbir bölümde de bitsin artık demedim. Akıp gidiyorsunuz zaten. Jessica Jones’u ve dizideki HERKESE ve HER ŞEYE laf sokması müthiş eğlenceli. Oturalım sabaha kadar Jessica’nın insanlara sövüşünü izleyelim. Aksiyon sahneleri güçlü ve kesinlikle kaliteli. Hem Matt Murdock hem de Luke Cage belirgin bi’ karakter gelişimi göstererek kendi sezonlarının yolunu tutuyorlar. Danny Rand’i ise yaradana sevkediyorum.
Bir de sıralama yapayım. Daredevil ilk sezonunun zirvede yeri sarsılmaz şekilde güvende. Arkasından Jessica Jones ilk sezonu ve Daredevil ikinci sezonu geliyor. Defenders’ı da tam buraya ekleyebilirim. Luke Cage’den iyi ancak Daredevil 2’den iyi değil.