Daha Karar Veremeyenlere: Takip Etmeye Değer DC Rebirth Serileri!

DC evreninde Rebirth dalgası hızla devam ediyor. Bilmeyenler için kısaca bahsedelim. DC Comics, geçtiğimiz aylarda, tıpkı 2011 yılında yaptığı gibi bütün serilerini sıfırladı ve yeni okurların da çizgi romanlara girişebilmesi için ikinci bir hamle gerçekleştirdi. Sonrasında da bir sürü yeni serimiz oldu. 2017 ile 2012 arasında süren dönemimizin adı da New52 dönemi olarak adlandırıldı. Biz bu yazıyı yazdığımız sırada hemen hemen çoğu seri 40. sayılarına ulaşmak üzere. Yani bir seriye başlayacak olursanız, büyük ölçüde tamamlanmış hikayeler okuyabileceksiniz. Daha önce New52 içinde önerdiğimiz 5 seriyi bir yazı içinde toplamıştık, ondan önce de Marvel’ın 2 farklı dönemi için öneri serilerimizi bir yazı içinde toplamıştık. Hepsine alttaki linklerden ulaşabilirsiniz:

DC New52’nun Okunması Gereken 5 Serisi
Marvel Now Döneminin Okunması Gereken 5 Serisi
All-New All-Different Döneminin Okunması Gereken 5 Serisi

6. Batman

Yazar: Tom King
Çizer: Mikel Janin ve Clay Mann

Listeye almakta en şüpheli yaklaşımım bu seriye karşı oldu ne yazık ki. Şöyle bir durum var söz konusu Rebirth Batman’i olduğunda; ya seviyorsunuz ya da kendinizi seriye katlanmak zorunda hissediyorsunuz. Benim bayılarak okuduğum bir seri olmasına rağmen sevmeyeni de oldukça bol durumda.

Peki, bu seride ne bulacaksınız? Öncelikle bu seri Bruce Wayne’e, önceki birçok seriden çok daha fazla odaklanıyor. Yani aslında bir Batman çizgi romanı okumaktan çok Bruce Wayne’in karakter dünyasını, aile bağlarını, aşklarını, tutkularını ve hırslarını görüyorsunuz. Bunun farkında olarak seriyi okumak gerekiyor. Zira seri içindeki birçok duygusal an da Bruce Wayne’e dayanarak ön plana çıkarılmış şeyler. Öte yandan Batman’in klasik dönemlerinden beri ortaya çıkmamış birçok alt düzey kötüyü de görmeniz mümkün. Kite Man olsun, yıllardır duymadığımız Psycho Pirate olsun, Ventriloquist ve Bronze Tiger olsun, Punch ve Jewelee gibi kimsenin hatırlamadığı karakterleri bile göreceksiniz. Bunların yanı sıra da Joker, Riddler, Hugo Strange, Bane, Catwoman, Talia Al Ghul gibi karakterler de cabası. Tüm bunları da oldukça akıcı bir şekilde göreceksiniz.

Ayrıca çizim kalitesi de hiçbir şekilde düşmüyor ve Rebirth’ün en iyi karelerini, tasvirlerini ve sahnelerini büyük bir zevkle izlemeye devam ediyorsunuz.

NOT: Eğer hayatınızda hiç Batman okumamışsanız bile okuyabilirsiniz, öncesinde bir şey okumanıza gerek yok!

5. Green Arrow

Yazar: Benjamin Percy
Çizer: Juan Ferreyra

Green Arrow elbette Arrow dizisinden sonra çizgi romanlarda da herkesin merakla beklemeye başladığı karakterlerin arasına sonunda adını yazdırdı, bu kesin. New52 döneminde de Jeff Lemire’ın yazdığı dönem dışında şansı yaver gitmedi Ollie’nin. New52 Green Arrow’unun, Lemire dönemi dışında tek parladığı yerin Justice League New52’nun 8. sayısı olduğunu düşünürsek, durum daha da üzücü.

Ama gelin görün ki Benjamin Percy karakteri o kadar güzel yakaladı ki, okumaya doymuyorsunuz. Her şeyden önce Black Canary ile Oliver’ın ilişkisi enfes bir şekilde resmediliyor. New52 döneminin en çok eleştirdiğimiz şeylerinden birisiydi karakterlerin duygusal yanlarının tıraşlanıp geriye kütük gibi adamların bırakıldığı. Ancak Rebirth Green Arrow kendisini o kadar enfes bir şekilde affettiriyor ki sayıları okumaya doyamıyorsunuz. Her ne kadar “üzerine suç yıkılan kahraman” ve “bütün serveti elinden alınan kahraman” klişelerini sonuna kadar sömüren bir hikayeye girişse de Percy, bunun altından güzelce kalkıyor ve sadece Green Arrow’a özgü yöntemlerle durumu çözüyor.

Juan Ferreyra’nın enfes çizimleri de serinin bir diğer güzel yanı. Ayrıca Roy Harper’ın Green Arrow ile olan geçmişinin yeniden yorumlanmasından tutun da Dinah Lance ile Ollie’nin arasındaki ilişkinin yeniden çizilmesi, Ollie’nin kardeşi, bugünün Red Arrow’u Emiko ile aile bağları açısından birlikteliği okumanızı kesinlikle daha da zevkli kılacak. Şans verin!

NOT: Daha önce Jeff Lemire’ın yazdığı New52 Green Arrow #17-35 arasını mutlaka okumanız gerekiyor bazı karakterleri iyice tanıyabilmeniz için!

4. Nightwing

Yazar: Tim Seely
Çizer: Javier Fernandez

Nightwing New52 döneminde gayet sıradan bir seriyle başladı ne yazık ki. Bu uzun süre boyunca da değişmedi. Kişisel olarak dönemin Nightwing yazarı Kyle Higgins’in hep suya sabuna fazla dokunmayan daha jenerik öyküler yazdığını düşünüyorum. Ta ki Forever Evil serisinde Nightwing halkın gözü önünde öldürülene kadar. Daha sonra Dick’in yaşadığını bilen tek kişi Batman, Dick’i gizli bir ajan yaptı ve Tim Seeley ile Tom King’in Grayson serisi başladı. Daha sonra da Seeley tamamen kendisi devam etti. Böylece New52 dönemindeki yeni seri dalgasını tanımlayan DC You serilerinin en mükemmeli doğdu.

Rebirth serisine geldiğimizde Grayson’ın hikayesi tamamlanmıştı. Rebirth döneminin başında Dick yeniden kendisini insanlara tanıttı ve Batman’le de konuşarak artık Blüdhaven’da kendi başına savaşını sürdürmek istediğini söyledi. Böylece New52 öncesinde Blüdhaven koruyucusu olarak bildiğimiz Dick, tam 6 yıl sonra yeniden yuvasına döndü. İşte bu noktadan sonra Tim Seeley çok enfes bir şehir kurmaya başladı bize. Blüdhaven genel olarak Gotham’dan daha kötü bir yer olarak adlandırılır. Çünkü ufak bir yerdir, Gotham gibi çeşitli gelir sahiplerinin bulunduğu bir kent olmak yerine tüm maddi kaynağını kumarhanelere dayayan bir bölge olmuştur. Bu da suç oranlarının uçuk olmasına sebebiyet verir. Kısacası haklı sebeplerle, Gotham’dan daha kötü bir yer var bu dünyada. Dick’in bu şehirde hem kendisini kanıtlaması hem de geleceğini kurması gerekir.

İşte böylece, muhtemelen son yıllarda yaratılmış en iyi Nightwing düşmanıyla da tanışırız: Raptor! Batman ve Joker gibi zıtlaşan karakterler ikisi de ve bu da hiçbir şekilde sırıtmamakta. Eğer Nightwing’ten az biraz hoşlanıyorsanız, bu seriyi okumaya almalısınız. Eş zamanlı olarak, gelecekte Nightwing’in DC evrenini öldürmeye kalktığı The New Order’a da bakabilirsiniz. 😉

NOT: Her ne kadar Grayson serisinden bahsetsek de bu seriye başlamak için Grayson okumanıza gerek yok. Nightwing’in kökenini biliyorsanız doğrudan bu seriye başlayabilirsiniz!

3. Detective Comics

Yazar: James Tynion IV
Çizer: Eddy Barrows ve Eber Ferreira

Batman kendisine bir ekip kurdu: Batwoman’ın liderlik edeceği, Tim Drake, Stephanie Brown, Cassandra Cain ve Clayface’den oluşan bir takım. Oldukça tuhaf bir birliktelik gibi gözükebilir size de ancak emin olun birbirleriyle bir makinanın dişlileri gibi uyumlu çalışıyorlar. Tabii zamanla ekibimizin çevresinde Anarky, Harper Row ve Azazel gibi karakterlerin de dolanıp durması daha da zevkli bir hale getiriyor okumanızı.

Her ne kadar bağımsız olarak da okunabileceğini söylemek istesem de bu serinin tadını tam olarak alabilmeniz için ne yazık ki bazı ön okumalar yapmanız biraz şart gibi. Ancak korkmayın, yapılması gereken ön okumalar da oldukça güzel. Stephanie Brown’ın tüm perdedeki rolünü iyice kavrayabilmek için Batman Eternal, Cassandra’nın tüm rolünü iyice anlayabilmek için de Batman & Robin Eternal serilerini okumak gerekiyor. Tabii, okumadan da aksiyon olarak dopdolu, dedektiflik konusunda yeterli ve takım olma konusunda başarılı bir serinin tadını çıkarabilirsiniz. Burada önemli olan da bu: takım olmak. Çünkü bu kadar fazla karakterin, bu kadar iyi bir şekilde yönetildiğini okuyabileceğiniz çok ama çok az seri var.

Kısacası, bireysel bir kahramanın maceralarını okumak yerine Justice League serisinin facia olduğu bir dönemde iyi bir takım serisi okumak isterseniz Detective Comics tam olarak sizin için. Ayrıca New52’daki serisinin tadını hala yakalayamayan Batwoman’ı da gönül rahatlığıyla okuyabileceğiniz tek nokta da burası.

NOT: Tekrar belirtelim, bu seriyi okumak için öncesinde ihtiyacınız olan bir seri yok. Ancak tam olarak zevkini çıkarmak istiyorsanız Batman Eternal ve Batman & Robin Eternal serilerini okumanız ŞART!

2. Superman

Yazar: Peter Tomasi
Çizer: Patrick Gleason
Geldik Rebirth’ün en cilveli serilerinden birisine. Arkadaşlar şu noktaya kadar size “Rebirth tamamen yeni okurlar için yapıldı, istediğiniz HER seriyi okuyun” tavsiyesi verenleri bu seri için dinlemezden gelmeniz gerek. Çünkü bu Superman serisi bağımsız bir seri değil. Çünkü bu Superman, New52’da tanıdığınız Superman değil! New52 öncesinde 70 yıl boyunca DC evreninde uçan Superman bu!

Dolayısıyla Superman’i ailesiyle göreceksiniz bu seride. Sıkıcı geliyor olabilir, Superman’i daha riskli durumlarda göremeyecek olma korkusu yaşıyor olabilirsiniz, hikayenin sürekli Superman’in ailesinin başına kötü bir şeyler gelmesi üzerine kurulacağını düşünebilirsiniz. Ancak eğer bunlardan birisni düşünmüşseniz, emin olun hiç bu kadar yanılmış olamazdınız. Superman serisi daha çok Superman’in, güçlerini yeni keşfetmeye başlayan oğlu Jon’a rehberlik ettiği, aynı zamanda Dünya’nın dört köşesindeki insanlara yardımcı olduğu, Superman’i Superman yapan bütün her şeyin tek bir seride toplandığı, okurken sizi sürekli gülümser halde bırakabilecek güzellikte bir seri.

Peter Tomasi ve Patrick Gleason, New52 döneminde bunu Batman & Robin serisinde yaptılar. Orada da Batman ve oğlu Damian’ı ele almışlardı. Eğer Damian’ı bugün yeniden sevebilen bir avuç insan varsa, o serinin güzelliği sayesindedir. Şimdi de Superman ailesinin nasıl olur da yıllardır olmadığına kızacağınız çok tatlı bir seriyi yazıyorlar. Kesinlikle takipte kalın.

NOT: Bu seriyi bağımsız okuyabilirsiniz, evet, ama anlamadığınız noktalar da olacaktır. Neler olup bittiğini algılayabilmek için Final Days of Superman, Convergence: Superman, Lois and Clark ve Superman Rebirth #1 serilerini KESİNLİKLE okumanız ya da bu seriler hakkında bilgilenmeniz gerekiyor. İncelemeler sayfamızdaki Superman sekmesi yardımcı olacaktır muhtemelen.

1. Mister Miracle

Yazar: Tom King
Çizer: Mitch Gerads
Ve listemizin zirvesinde, benim görüşümce son 2 yılın en iyi serilerinden birisi bulunmakta. Bu yazı yazıldığı tarih itibariyle henüz 6. sayısı çıktı ve toplamda 12 sayı sürecek. Geçtğimiz günlerde öğrendiğimize göre DC’den Dan Didio, gelip Tom King’e “bize de DC için Vision gibi bir seri yaz” demiş, King de yazması serbest karakterlerin bir listesini istemiş. Gelen listeden de Mister Miracle’ı seçmiş, iyi ki de onu seçmiş.

Mister Miracle bir New God. DC evreninin bütün mitolojilerden farklı olarak yaratılmış tanrılarından birisi. Ancak depresif ve intihar düşünceleriyle yaşayan birisi. Hayattan hiçbir umudu kalmamış, hayatını şov dünyasıyla iç içe yaşamış, aynı zamanda bir tanrı olmanın sorumluluklarıyla yüzleşmiş, nihayetinde de bütün gücü bitmiş bir karakter. Tanrıların başına geçen Orion ile de ters düşünce de hayatı daha da zora girmekte. Mitch Gerads da bu seriye mükemmel derecede bir karakteristikte çizimleriyle dahil oluyor. Açıkçası ekstra olarak söyleyebileceğim hiçbir şey yok, bu seriyi okuyup görmeniz gerekiyor. Sabırlı olmanız gerekiyor, gerekirse sayfaları tekrar tekrar okumanız gerekiyor ama son yılların en dolu serilerinden birisini okuduğunuzu anlayacaksınız.

Her ne kadar bağımsız olarak okunabilecek bir seri olsa da, eğer Jack Kirby’nin mükemmel zihninden çıkmış Fourth World, New Gods gibi konseptlerle hiçbir bağınız yoksa seriyi anlamanız çok ama çok zor olacaktır. Ancak korkmayın, bunların hepsini Kozmik DC dosyalarımızda anlattık. Şu dosya ile ön bilginizi alır almaz koşturarak okumaya gidebilirsiniz!

***
Tabii, bu serilerin dışında güzel devam eden öyküler bulunmakta. Yukarıdaki serilerin hepsini takip ediyorsanız, önereceğim seriler şunlar olacaktır:

Super Sons: Batman’in oğlu Damian ile Superman’in oğlu Jon’un kendi başlarına, çocukça ve eğlenceli bir şekilde yaşadıkları maceraları anlatıyor. Serkan Sürer de sitemizde kısaca şurada bahsetmişti seriden.

Red Hood and the Outlaws: Aslında bildiğiniz bir Red Hood serisi ancak bu sefer ekip oldukça güzel. Batman’in bozuk versiyonu Red Hood, Superman’in bozuk versiyonu Bizarro ve Wonder Woman’ın bozuk versiyonu Artemis ile bir Dark Trinity görüyoruz ve kendisini pek sevmesem de Scott Lobdell bu işi güzel kıvırıyor.

Hal Jordan and the Green Lantern Corps: Çizgi roman dönemi ne olursa olsun her seferinde en azından bir Green Lantern serisi okumaya gayret gösteriyorum. Simon Baz ve Jessica Cruz karakterlerini günahım kadar sevmediğim için Green Lanterns serisine ilk sayısından itibaren devam edemedim. Ancak bu seri, klasik Green Lantern maceralarından arayacağınız her şeye sahip. Orijinal dörtlü birlikte çalışıyorlar. Olaylarımız Dünya’da değil, fenerlerin olması gereken galakside geçiyor ve sürekli aksiyon dolu bir uzay macerasının yanı sıra sinirlerin gerildiği, heyecanlı kovalamacalar da okuyoruz. Düşünün, bir sayıda Hal Jordan, New Gods’ın lideri Highfather’ı yeşil bir topun içinde ışık hızında kaçırmak zorundaydı. Öyle temposu düşmeyen bir seri.

Aquaman: New52’daki serisini Geoff Johns döneminin sonuna kadar okumanız yeterli şöyle keyifli bir başlangıç yapmak istiyorsanız. Daha sonra da Rebirth serisine girişmenizi tavsiye edebilirim, özellikle de Justice League izledikten sonra bir Aquaman tutkusuyla yanıyorsanız. Hikayemiz oldukça politik. ABD ile Atlantis arasında, üçüncü bir örgütün eylemleri sonucunda çıkmak üzere olan bir savaş, Superman ile karşılaşma ve krallığının sorgu altında tutulması derken, Arthur Curry’i tam olarak Atlantis kralı olarak görme şansınız bu seride!

Trinity: Batman, Superman ve Wonder Woman’ın kendi aralarında yaşadıkları maceralara odaklanan oldukça güzel bir seri olarak başladı. Birçok mükemmel kare gördük, birçok duygusal sahne izledik. Her ne kadar Francis Manapul seriyi bıraktıktan sonra tüm büyüsünü kaybetse de Manapul’un yazdığı dönemi kesinlikle okumanızı, daha sonra da yeni bir yaratıcı ekibin gelmesini beklemenizi öneririm.

Sizce Rebirth döneminin en iyi serisi şu anda hangisi, burada bahsetmediğimiz hangi serileri takip ediyorsunuz?

Yorumlar