İnceleme: Legion S02E06 Ve S02E07 – Chapter 14 Ve 15

 

Hayatımızda yaptığımız her seçimin birer sonucu vardır. Hepsi bizi yeni seçimlere ve onların yeni sonuçlarına doğru götürür. Peki, yapmadığımız seçimlerin sonuçları ne olur? Bilim-kurgu buna, yapmadığımız seçimleri alternatif evrenlerde yaparız ve bunların sonuçlarını da orada yaşarız, der. Aynı altıncı bölümde Davidler’den birinin arkadaşına açıklamaya çalıştığı gibi. Sevgili Çizgi Kafe okurları, bize yapmadığımız seçimlerin nasıl sonuçları olabilirdi, diye düşündürten yeni bir “iki bölüm birden” Legion incelemesi ile karşınızdayız.

Altıncı bölüm sanırım bir hatırlama, zihinleri şöyle çabucak bi’ tazeleme bölümüydü sanırım. Hikayede hiçbir ilerleme kaydetmediğimiz bu bölüm tamamen bizi olduğumuz yerde durmaya ve arkamıza bakmaya zorladı. Hatırlayacağınız gibi bir önceki bölümde David’in kardeşi Amy’nin ölümünü beraberce izlemiştik. Sanıyorum bu ölümün David üzerindeki ağırlığını izleyiciye daha yoğun yaşatmak adına böyle bir bölüm ile karşımıza çıkıldı. Ana konu David’in hayatının farklı gidişatları olsa da, bu gidişatların yanında Amy karakterinin de sürekli olarak David’in yanında oluşu, izlediğimiz David hayatının öncesinde onunla olanın sadece Amy olduğunu bize açık bir şekilde göstermekte. Hatta bunu oldukça karanlık ve kırıcı görüntülerle yapmakta. Çünkü Amy’nin bölümlerde karşımıza çıkışından geçen zaman, hikayenin ilerleyişleri ve David ile olan alakalarının azalmaları, seyirci açısından bizlere David ve Amy ilişkisinin duygusal yatırımını kesmişti. Anlaşılan o ki, her zaman çizelgesinde David’in yanında bulunan ve onun durumunu görmezden gelerek ona nazikçe yaklaşan tek unsur Amy’di. Ancak merak etmekteyim, bir önceki bölüm ile bu bölüm yer değiştirmiş olsa acaba daha farklı bir çarpıcılığı olur muydu Amy’nin ölümünün? Bunu bir kenara bırakıp baktığımızda bölüm bize çoğu akıl hastasının karşılaştığı şeyi gösteriyor aslında. Toplum tarafından yanlış anlaşılmadan başlayarak, ilaç kullanımı ve intihara kadar süren upuzun, sancılı bir yol. Ancak sadece birinde, David’in yeteneklerini ve Farouk’un fikirlerinin özünü benimsediği bir gelecekte, “büyük birleştirici” rolünde onu tamamen kontrol sahibi olarak görüyoruz. Ve bunu Dan Stevens’ın harika oyunculuğu aracılığı ile görme şansına erişiyoruz. Karakterinin girdiği her farklı durumda, sanki kendisi için bir oyunculuk çalışmasıymış gibi bize yeni davranış biçimleri sunmasıyla alakalı olarak Dan Stevens’ın, David’i artık oldukça iyi tanıdığını söyleyebilirim kendi kendime.

 

 

Şimdi, eğer çoğumuz şarkı söyleyen fare sahnesindeki Clockwork Orange göndermesini anladıysak, kendi zaman çizelgemize döndüğümüz yedinci bölüm ile devam edelim. Hani benim harika bir felsefi arka planı ile hayranlık duyarak izlediğim Jon Hamm monologları vardı ya. Bu bölüm de işte aslen buna odaklanmış ve tüm bu durumun gelişimini olumsuz bir şekilde mahvetmiş bir bölüm olarak karşımda duruyor. Görünen o ki, hepsi yaratıkla son buluyormuş. Hiçbir şekilde son bulmayıp bu şekilde kalsalar benim için daha iyiydi. Delilik üzerinden anlatılmak istenenin böyle bir sonuca çıkması, bölüm içinde David’in canavara, “Bunun için zamanım yok.” demesiyle aynı şeydir. Dizinin bunun için zamanı yok arkadaşlar. Ha, hiç mi işe yaramadı? Ptonomy ortadan kalktı. Amiral Fukuyama hakkındaki bilgilerimizi biraz daha güncelledik. Ancak tabii bunların hepsi yine başka bir sonuca bağlı olabilir. Çünkü her ne kadar bedeninden kurtulmuş olsak bile Ptonomy’nin zihni artık bir bilgisayar içinde saklı. Amiral’in yüzünü açmaya yönelik tüm bu, Division 3’yi delilikle enfekte etme olayı umarım burada bir sona ermiyordur.

Her ne kadar böyle bir zaman israfıyla uğraşsak da bu bölüm için konuşacağımız malzeme hala çok. Farouk ve David’in yaptığı konuşma gösteriyor ki, Amy’nin ölümünün hizmet etmesi gereken şey aslında David’i biraz Farouk’un istediği bir şekilde uyandırmak. Klasik bir kötü adam olma yoluna düşmemek için büyük bir çaba içinde diye düşünüyorum çünkü argümanları genele bakıldığında o kadar klişe kalıyor ki, ister istemez farklı amaçları olduğunu düşünmeye iterken buluyorum kendimi. Ancak hikayenin burada bize minik bir yardımı oluyor. Farouk ve Gelecekteki Syd buluşması bölümün en doruk noktası sanırım. Gelecekte yüzleşilmesi gereken Dünya’nın sonu senaryosunda buna sebep olacak olanın David olması gayet güzel bir viraj ancak bu Syd’in David’e karşı giriştiği manipülatif hareketlere bakarak artık kendisine güvenilmemesi gerektiği konusundaki endişelerim bir hayli artmış halde. Farouk’un da bu işin içinde bir parmağının olmaması işi daha da ilginç kılıyor. Kendisi şimdilik David’in ileride bir tehdide dönüşmesi ve Dünya’nın kurtarılması için kendisine ihtiyaç olunması ile eğlenedursun.

David ve Syd ilişkisi hakkında konuşmak istiyorum son olarak. Oldukça garip başlamış bu ilişkinin geleceği oldukça karmaşık gibi duruyor. Gelecekteki Syd’in, David’e karşı Farouk’tan yardım istiyor oluşu gerçeği üzerinden başlayarak devam eden bölüm, Syd ile David arasında koyulan temel kurallara karşılık David’in gelecekteki Syd ile öpüşmesiyle son buluyor. Geçmişte bunları yaşadığını göz önüne alarak gelecekteki Syd’in bu temel kuralları bildiğini ve bu yüzden özellikle David’i öptüğünü düşünmek çok da yanlış olmaz sanırım. Senaryo üzerindeki bu yavaş adımların bir yere çıkıp çıkmayacağı kesinlikle belli değil ve zaten %85’i bir yere çıkmıyor ancak bu sanırım biraz da dizinin problemi. Sekizinci bölümle beraber artık bu güvenli ve canavarlı adımları bırakarak, Farouk’un bedeni üzerindeki kovalamacaya geri dönmeyi umut ediyorum. Siz ne diyorsunuz peki? Olmuş mu bu canavarlı manavarlı olaylar?

Yorumlar