Çizgi roman. Batıdaki adıyla ”comic book” ya da daha cool tabirle ”graphic novel”. Küçüklüğümden beri en sevdiğim, en saygı duyduğum hobilerimden biri oldu. Ne zaman kendi gündemimden uzaklaşmak istesem çizgi roman okurum. Her Türk çocuğu gibi benim de hayal gücüm ev ve ağaçtan ibaret olabilirdi, ama beni farklı biri yaptı çizgi roman. Tıpkı bir sinemasever gibi yıllar geçtikçe sevgim profesyonelleşti. Önceleri sadece çizgi romanların adına bakarken daha sonra çizerlerine, daha sonra da yazarlarına bakar oldum ve bu dünyanın mutfağının da bir o kadar renkli olduğunu gördüm.
Her zaman çizgi roman okumanın güzelliğini başkalarına anlattım. Eskiden arkadaşlarım, şimdi öğrencilerim. İşin en güzel yanıysa artık çizgi roman okumak çok kolay. İster fiziksel, ister dijital olarak satın al. Son yıllarda ülkemizde çizgi roman basan yayınevleri de arttı üstelik. Ama eskiden işler biraz farklıydı. Bir şeye başlamak o kadar da kolay değildi. Bugün size çizgi roman okumaya nasıl başladım onu anlatacağım. Belki bir şeyi kovalamanın verdiği güzel hissi de size aktarabilirim. Peki ben bu işe nasıl başladım?
Her şeyden önce Batman: The Animated Series o yıllarda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de büyük ilgi görüyordu. Benim de bu çizgi filmle tanıdığım ilk süper kahraman Batman’di; ancak ben diğerlerini de tanımak istiyordum. Bir gün televizyonda ilk Superman filmini izledim ve izlememle kırmızı bir örtüyü sırtıma geçirmem bir oldu. Ertesi gün ve o hafta boyunca o kırmızı örtüyle dolaştım. Batman karizmatikti; ama Superman başkaydı, ilham veriyordu! Superman logosuna küçüklüğümden beri bakarım. En zor anlarımda hala bana güç verir.
Bir gün bizim köşedeki büfeye gittim ve içeri girmemle dergilik standındaki çizgi romanlar hemen dikkatimi çekti. Bir Superman çizgi romanı orada duruyordu, ama kelimenin tam anlamıyla bu işte bir terslik vardı! Bir kere Superman yazısı neden tersti? Superman’in karşısındaki adam niye onun çarpık haliydi? Ve Superman’in saçı neden uzundu? Tamam sonuncusu aslında hoşuma gitmişti. Sonradan öğrendim ki kapaktaki kötünün adı Bizarro, Lex Luthor’un başarısız Superman klonu. Tabii o gün yanımda sadece ekmek parası olduğu için alamadım, ama bakkal amca benim orada okumama izin verdi. İşte ilk kez bir çizgi romanı o gün elime almıştım.
2 sene sonra bu sefer Silifke’de yazlıktayız. Bir sabah bakkala gittim ve bu sefer bir Justice League çizgi romanı gördüm. Kapakta Superman, Batman, Flash, Wonder Woman, Aquaman… hepsi var! Çığlık atarak babamdan para istemeye koştum. Babamın da o gün aksiliği üstünde ”Her gün alıyorsun ya gazeteden zaten?” dedi. Hakkaten o dönem Hürriyet her gün eski çizgi romanları veriyordu. Ben de her gün alıyordum. Babam kendi küçüklüğünün kahramanı Teksas’ı çok seviyordu, ben de Phantom’ı. Özellikle Phantom hala DC ve Marvel dışında en sevdiğim isimdir!
Yine bir gün annemle çarşıdayız, bir büfeye su almaya girdik. Tabii ben hemen dergilik standındaki iki tane çizgi romanı gördüm. Biri Superman, diğeri Spider-Man. Annem sadece birini alabileceğimi söyledi. Eskiyi hatırladım ve Superman’in (Action Comics) 728. sayısını aldım, onu almalıydım. Eve gider gitmez okumaya başladım, şansıma yine tuhaf bir Superman sayısı çıktı. Superman ile Lois balayları sırasında kaçırılıyor, dahası Superman güçlerini kaybetmiş. İşte ilk kez elime bir DC çizgi romanını alıp okuduğum gün o gündü ve müthiş bir zevk almıştım. Daha sonra Arkahabahçe’den çıkan Uncanny X-Men’leri, Spider-Man’leri ve Superman’leri okumaya devam ettim. Zaten o yıllarda sadece Arkabahçe vardı. Zaman zaman kendilerinin basım kalitesinden şikayetçi olsam da bu ülkede çizgi roman için yaptıkları yadsınamaz.
İşte böyle. Gördüğünüz gibi 90’lar biraz da kovalamak ve başlamakla ilgiliydi. Şimdiki gibi her şeyi bu kadar kolay bulamıyorduk, dahası keşfedemiyorduk. Yine de ben güzel bir döneme denk geldim! En önemlisi de çizgi romanı hiçbir zaman alt bir edebi tür olarak görmedim. Nasıl kitap okuduysam, çizgi roman da okudum. Özellikle çocuklar ve gençlerin ”hayal” edemediği bir çağda çizgi romanlar hiç olmadığı kadar önemli artık. O yüzden ilk harçlığınızı ya da maaşınızı iyi değerlendirin.