Venom – SPOILER’SIZ İnceleme

Biraz Amazing Spider-Man 2, biraz da Upgrade...

Sony’nin Venom filmiyle alakalı en büyük sınavı karakteri Spider-Man’in olmadığı bir evrende var edebilmekti. Çünkü beyaz perdede Spider-Man’siz Venom görmediğimiz gibi, çizgi romanlarda da Eddie Brock ve Venom’un en iyi hikayeleri hep Peter Parker ve Spider-Man’e karşıyken oldu. He derseniz ”Spider-Man 3’te Venom oldu da noldu?” Haklısınız, pek bir cacık olmadı. Yani Venom ve Spider-Man’in aynı filmde olması o filmi otomatikman iyi yapmıyor. Zaten şu ana kadar da öyle bir film izlemedik.

Ama Venom’u da tek başına izlemedik. Sony, seyirciye ilk kez hikayenin Eddie Brock’un bakış açısından, Eddie Brock’un sebepleriyle anlatıldığı bir film izletti. Bu incelemeyi film hakkında üç soruyla SPOILER VERMEDEN yapalım.

1- Film, eleştirildiği kadar kötü mü?

Kesinlikle değil. Bu konuda kendimden baya eminim. Eleştiriler ”Green Lantern’dan beri sinemadan böyle ayrılmamıştım.” tarzıydı bu arada. Film Eddie Brock’u seyirciye sevdirme konusunda büyük işler başarıyor. Hatta Eddie ve Venom ilişkisi kuvvetle muhtemel filmin en güçlü ve izlenesi tarafı. Çizgi romanlarda Eddie, Venom’la karşılaşmadan önce hayattan bir beklentisi kalmamış, intiharın eşiğine gelmiş kafayı sıyırmış biri. Film de karakteri bu noktaya getiriyor ve çaresizliğini seyirciye çok güzel hissettiriyor. Eddie Brock’un karakterizasyonu konusunda atılmış çok doğru adımlar var. Salondan ayrılırken ”Devam filmi hemen çıksa da daha çok izlesek” duygusunu vermeyi başarıyor.

2- Spider-Man olmadan Venom olabilmiş mi?

Biraz güç olsa da, evet. Aslında bu biraz da Venom’u neyle meşgul ettiklerine bağlı. Yani Venom’un karşısına kimi koyacaklarıyla alakalı. Bu filmde karşımızda Eddie Brock için Carlton Drake, Venom için de Riot var. Eddie zaten San Francisco’da yasadışı yollarla kazanç sağlayan, masumları ezen çok sayıda firmayı ve kişiyi devirmiş işinde başarılı bir gazeteci. Carlton Drake, Eddie’nin yolundaki sıradaki engel. Bu evrende Eddie zaten geçmişi olan bir gazeteci olduğu için, seyirciye de bu başarıyla anlatıldığı için, Drake gayet makul bir rakip.

İşler Venom’un rakibi Riot’a gelince biraz sarpa sarıyor. Çünkü Riot, Venom ile dünyaya gelen simbiyotlardan biri ve filmdeki amacı Venom’la ters düşüyor. Problem ise Riot’un motivasyonunun ve planının seyirciye yeteri kadar tehditkar ve inandırıcı gelmemesi. Çünkü biliyoruz ki, bir devam filmi olacak ve biliyoruz ki Riot’un planı gerçekleşemez. Aklınıza hemen ”O zaman hiçbir filmde baş kötü yeteri kadar tehditkar ve inandırıcı olamaz.” gelebilir. Aslında bu baş kötünün ne yapmak istediğiyle alakalı. Dünyayı yok etmek isterse evet, inandırıcı olmaz. Ama The Dark Knight’daki gibi kahramanı çaresiz bırakıp vapurlardaki insanların hayatıyla tehdit ederse gayet inandırıcı olur. Çünkü vapurdakiler ölürse, devam filmi de çok daha etkili bir şekilde gayet rahat çıkabilir.

3- Sinemada izlenir mi?

Eğer Tom Hardy’nin performansı olmasa, sinemada izlemeseniz de olur derdim, ama Tom rolde o kadar başarılı ki, kendinizi aptal gibi sırıtmaktan alamıyorsunuz. Tom Hardy, baya başarılı. Sony’nin planı filme seyirciyi Tom Hardy vasıtasıyla çekmekti. Bunu başardıklarını rahatlıkla söyleyebilirim.

Venom, aksiyon sahnelerinde kamera açılarıyla alakalı ciddi problemleri olmasına, filmin çok basit çözümlenmesine, bolca Amazing Spider-Man 2 ve Upgrade’i andırmasına, baş kötünün yeteri kadar seyirciye inandırıcı gelmemesine rağmen sinemada izlemeye değer bir film. Filme 10 üzerinden 6.5 veririm, ama bu çok çok olumlu bir 6.5 olur. 6.5+ gibi.

Benden size öneri: Jenerikten sonraki ilk sahneyi mutlaka izleyin, ama ikincisi için vaktinizi salonda harcamayın. Ragnarok ve Homecoming’in son sahnesi nasılsa, Venom’un da öyle.

Yorumlar