DC Evreni Yine Krizde: Tanrıların Tanrıçasına Merhaba!

Not: Justice League #1-24 arasına dair spoiler içerebilir.

Çizgi romanlarda birilerinin köken hikayelerinin değiştiğini görürüz; geçtiğimiz haftalarda Martian Manhunter’ın, Lex Luthor ile çocukluk arkadaşı olduğunu öğrenmemiz gibi, bu ilk anlatımda yer almayan bir bilgiydi. Şehirlerin köken hikayelerinin değiştiğini görürüz; Gates of Gotham hikayesine kadar Gotham’ın mimarisini şekillendirenlerin Gates ailesi, Kane ve Wayne aileleri olduğunu öğrenmemiz gibi. Gotham’ın tarihine hiçbir zaman bu kadar değinilmemiş, Bruce Wayne’in büyük büyük dedesinin günün birinde deliler gibi Gotham sokaklarında koşturması anlatılmamıştı.

Tabii ki bu köken değişikliklerinden her zaman DC mitosu da nasibini aldı. Açık konuşmak gerekirse de bugüne kadar DC’nin kökenlerine yapılan eklemeler beni ziyadesiyle tatmin etmişti. Her şey Jack Kirby’nin Fourth World serisi ile başladı tabii ki. Kirby’nin ardından her yazar bir tuğla daha koymaya devam etti. DC’nin kozmik yapısını incelediğimiz özel dosya serimiz Kozmik DC yazı dizisine bir göz atabilirsiniz.

Son yıllarda ise DC evreninin yapısına dair çokça şey değişti. Her şeyden önce bizim 52 dünyadan oluştuğumuz Multiverse’ün tek olmadığını, her evrenin bir zıttı olan Dark Multiverse isminde korkunçlar ötesi, düşman başına bir çokluevrenin daha olduğunu öğrendik. Bu evrenin her zaman kazanmayı hedef haline getirmiş, kaybetmek nedir bilmeyen Apex Predatörü, Jokerleşmiş Batman’i, kahramanlarımızın olduğu ana evreni işgale gelmişti. Detaylarını Dark Nights: Metal ve sonrasında yayınlanan No Justice ile The Batman Who Laughs serilerinden takip edebilirsiniz. Yazımıza konu olan köken değişikliği ise No Justice sonrasında Scott Snyder’ın yazmış olduğu Justice League serisinde meydana geldi.

Öncelikle, ana DC multiverse’inden daha önce bir multiverse’in var olduğunu öğrendik ve bu çoklu evrenin Perpetua adındaki bir varlık tarafından oluşturulduğunu keşfettik.

Perpetua, evreni gözleyen Monitor, anti-madde evrenine bekçilik yapan Anti-Monitor ve gezegenler, yeni dünyalar yaratabilen World Forger’ın ilk yaratıcısı ve annesiydi. Bütün Omniverse’de, Multiverseleri yaratan Super Celestials olarak bilinen bir grubun parçasıydı. Multiverse’i evrenin yedi doğal enerjisini kullanarak kendiliğinden tehlikeli bir silah olacak şekilde tasarlamıştı. Öyle ki oluşturduğu evrende yaratacağı canlılar doğrudan savaşçı canavarlara dönüşerek ordusunu oluşturacaktı. Bu ordu ile Super Celestiallera karşı savaş açarak kendisini kadir-i mutlak yaratıcı konumuna getirecekti.

Ancak oğulları diğer Super Celestialları, Perpetua’nın yaptığı işler konusunda uyarınca Perpetua, zorlu bir mücadelenin sonunda Source Wall’a hapsedilmişti. Multiverse ancak Perpetua hapsedildikten sonra yeni baştan düzgün bir şekilde oluşturulabilmişti. Perpetua’nın yarattığı canvar ordusunu tamamen ortadan kaldırmanın adil olmayacağını düşünen ilahi varlıklar canavarların yapısını değiştirmiş ve birbirine komşu iki dünyada, iki farklı tür olarak yaşatmaya karar vermişlerdi. Bu iki gezegenin Dünya ve Mars olduğu düşünülmekte. Ve Perpetua bugüne kadar Source Wall’a bağlı bir şekilde mahkumiyetini sürdürmekteydi.

Peki Perpetua’nın gücü nedir?

En büyük Omniverse’inen korkulan Süper Celestial’ı olan Perpetua, çokluevrenleri yoktan var edebilen ve içini milyonlarca medeniyet ve canlı türüyle doldurabilecek derecede sınırsız güçlere sahiptir. Speed Force’un zıttı Still Force (Hareketsiz Kuvvet), gizli vicdan azaplarından ve karanlık düşüncelerden beslenen, Ultraviyole fenerlerin gücünün kaynağı Görünmez Spektrum ve tarnrıların dahi ölümünü mümkün kılan Ölüm Gücü de dahil olmak üzere evrenin yedi gizli kuvvetini kullanıyor. Uykusunda bile gezegenler parmaklarının çevresinde oluşuverir ve galaksiler onun etrafında doğar ve ölür.

Henüz diğer varlıklarla karşılaştırmalı bir güç ölçümü yapamıyoruz ancak kişisel tahminime göre DC evreninde artık güç hiyerarşisi şu şekilde olacak:

The Presence
Michael
Lucifer
Spectre
Perpetua
Monitor-Anti Monitor-World Forger

Tabii, Spectre’ın yeri bir derece kayabilir ancak Michael, Lucifer ve Spectre’ın doğrudan Presence’dan beslendiğini düşünürsek, sıralamamızda bir hata olmaz diye düşünüyorum.

Kısacası, DC evreninde kartlar yeniden dağıtılıyor. Perpetua Source Wall’dan kurtuldu ve çok büyük planları var. Neler yapacağını henüz bilmiyoruz. Takip etmek isterseniz Justice League’in 25. sayısından sonra, The Year of the Villain eventi ile birlikte okumaya başlayabilirsiniz!

Yorumlar