”Uykularımızı kaçıran şeyler yaptık. Fedakarlıklarda bulunduk ama bunu insanlar özgür olsun diye yaptık. Sizin yaptığınız şey özgürlük değil, korku.”
Bu yazı Endgame çıkmadan önce yazılmıştır.

Civil War, Steve Rogers’ı insanlaştırma konusunda ciddi işler yaptı. O allah katından indirdiler adamı. Bir kere Kaptan Amerika’yı, Kaptan Rogers yaptı. Daha önceleri Kaptan Amerika izliyorduk, artık Steve Rogers izliyoruz. Bunun sinyallerini Kış Askeri’nde vermişlerdi zaten ama, Kaptan Amerika unvanını bırakması Civil War’da yaşandı. Civil War, şu ana kadar izlediğimiz en kişisel Steve Rogers hikayesiydi. Çünkü filmdeki motivasyonu, dünyayı, bir ülkeyi veya bir topluluğu korumak üzerine değil, Hydra tarafından beyni yıkanan, onlarca suikaste imza atan ve Tony Stark’ın da anne babasını öldüren Bucky Barnes’ı korumaktı. Bucky Barnes’ı korumak, Kaptan Amerika’nın yapabileceği bir şey değil. Bucky Barnes’ı korumayı sadece Steve Rogers yapabilir. Bunu yapabilmesi için de Kaptan Amerika unvanını ve kalkanı bırakması gerekiyor. Bakın buradaki önemli şey, arkadaşı için Kaptan Amerika unvanından vazgeçmesi değil. Önemli şey, zaten içine ait olmadığı bir dünyada, ters düştüğü bir Amerikan hükümetiyle ve değerleriyle, kendisine Kaptan Amerika olarak ihtiyaç olmadığı bir dönemde arkadaşı için Kaptan Amerika unvanından vazgeçmesiydi. Steve Rogers kahramanlık yapmaya, sembol olmaya devam edecek tabii ki ama, bunu Kaptan Amerika olarak yapamaz. O dönem 1940larda kaldı.
”Özgürlüğün bedeli yüksektir, bu her zaman böyle olmuştur. Ama bu benim ödemeye hazır olduğum bir bedel. Eğer yalnızsam, varsın öyle olsun. Ama yalnız olmadığıma bahse girerim.”