2008’de Iron Man ile başlayan, süregelen 11 yıllık süreçte beyaz perdede izleyiciyle buluşan 20’den fazla filmi ve elde ettiği 22.5 milyar $’dan fazla gişesiyle MCU, sinemanın en büyük olaylarından biri haline geldi. İlk yıllardaki başarılarının ardından sadece hayranlarının değil, medyanın da ilgisini çekmeyi başardı stüdyo. Bir sonraki filmde izleyiciyle bulaşacak kahraman ve elbette ki bu kahramanı canlandıracak isim hep merak konusu oldu. O yüzden MCU’nun elde ettiği başarılarda, kahramanlarını emanet ettiği yıldızların karizması ve çekiciliğinin payı da büyük oldu.
MCU’nun arkasındaki önemli isimlerden biri, ilk Iron Man filminden beri nokta atışı tercihleriyle evrenin oyuncu kadrosunu belirleyen ana cast direktörü Sarah Finn, geçtiğimiz günlerde The Hollywood Reporter’a bir röportaj verdi. MCU’nun kahramanlarını nasıl bulduğundan, birden fazla rol için seçmelere katılan isimlerden, o uzun kadro şekillenme süreçlerinden bahseden Finn, bakalım neler söylemiş?
Robert Downey Jr.
Kişisel ve yasal sorunlar yüzünden kariyeri darbe alan Oscar adayı oyuncu Robert Downey Jr.’a Iron Man rolünü emanet etmek, Marvel için oldukça gözü kara bir karardı, Sarah Finn’in deyimiyle ise “Beklenmedik bir seçim.” Aslında bu rolü kabul etmek Downey için de zordu çünkü o sıralarda Marvel Studios kendi adı altında bir filmi bulunmayan yeni yetme bir stüdyoydu. Ancak Downey deyim yerindeyse MCU’ya demir attı ve bu kararı sonucu inanılmaz paralar kazandı; sadece 2012 yapımı Avengers’dan 50 milyon $ gibi bir kazanç elde etti ve 2008’deki ilk MCU filmi Iron Man’den 11 yıl sonra, kendisiyle özdeşleşen karakterine o ikonik repliğiyle veda etti: “Ben Iron Man’im.”
Chris Evans
Chris Evans’ın Captain America’nın kalkanını ilk kaldırdığı anı “İnanılmaz heyecan verici.” bir an olarak anlatıyor Sarah Finn. Evans’ın rolü birkaç defa reddetmesine rağmen Marvel cephesi, Steve Rogers rolünü oynayabilecek tek kişinin o olduğu konusunda oldukça kararlıydı. “Espri anlayışı, derinliği, kalbi ve asaleti vardı. İroniktir ama rolü almadaki isteksizliği bile aslında Captain America için ne kadar mükemmel bir seçim olduğunu gösteriyordu.”
Chadwick Boseman
Chadwick Boseman’ın menajeri gelen acil bir arama nedeniyle onu kenara çektiğinde, Boseman James Brown’un biyografi filmi Get On Up’ın tanıtımları için Zürih’te kırmızı halıdaydı. Arayanlar içlerinde Russo Biraderler ve Kevin Feige’ın da olduğu Marvel Studios ekibiydi. Black Panther filmi çekmek istediklerini ve karakteri Boseman’ın oynamasını istediklerini söylüyorlardı. Daha önce Guardians of the Galaxy’de Drax rolü için seçmelere giren Boseman, rolü alamamış ancak ekibi etkilemeyi başarmış olacak ki, Kral T’Challa rolü için seçmelere bile gerek kalmamıştı. Çünkü Boseman, Finn’in deyimiyle “Bütün ekibin Black Panther olarak muhteşem olacağını düşündüğü biriydi.“.
Danai Gurira
Filmin yapım aşamasından vizyona girene kadarki sürecinde oldukça ketum bir tutum sergileyen Marvel’da senaryolar, oyuncu kadroya dahil olana kadar oyuncuya verilmez. Bu nedenle oyuncular filmin iyi olacağına güvenmek zorundadır. Ancak hem yorucu Walking Dead çekimleri hem de oyun yazarlığıyla oldukça meşgul olan Danai Gurira için bu bir sorun teşkil ediyordu. Black Panther’de General Okoye rolü için oyuncuya imza attırmak isteyen Marvel, Gurira için bir istisna yaptı. “Yaratıcı öğelerin ne olduğunu ve bu karakterle ne yapabileceğini bilmesine izin verdik. O da mükemmel oynadı.” diyor Finn. Böylece Gurira, General Okoye rolüyle sadece Black Panther’de değil, sonraki iki Avengers filminde de yer aldı.
Chris Hemsworth
Sarah Finn ve Şimşek Tanrısı ilk tanıştığında, Hemsworth uçaktan yeni inmiş ve aceleyle Marvel’ın Burbank’teki merkezine gitmişti. Takip eden aylar boyunca oyuncu birkaç kez test edildi ve sonunda Hemsworth’e seçmelerde Shakespeare’i kullandırtan Thor yönetmeni Kenneth Branagh tarafından kabul edildi. JJ Abrams’ın Star Trek filminde küçük bir rolü olan Hemsworth, Thor’un rol dağılım süreci boyunca Star Trek’in basın turunda yer alarak özgüven kazandı. 2009’da role kabul edildiği haberini aldığındaysa The Cabin in the Woods isimli bir korku filminin çekimlerindeydi. Bu uzun süreci Sarah Finn şöyle özetliyor: “Bir gecede oluvermedi. Ama sonunda Chris de dahil herkes, Thor’u mükemmel bir biçimde canlandıracak kişinin o olduğu konusunda hemfikirdi.”
Tom Holland
Bir sonraki Spider-Man’i bulmak Sarah Finn için çok büyük bir baskıydı. Çünkü karakter Marvel’ın en popüler süper kahramanı olmasının yanı sıra, son on yıl içinde iki farklı oyuncu tarafından canlandırılmıştı. Karakterin Civil War’daki ilk çıkışı için bir lise öğrencisini inandırıcı derecede iyi canlandırabilecek birini arayan Marvel, bu rol için 2000’den fazla oyuncuyla görüştü. Tom Holland, Robert Downey Jr. ile girdiği uyum testiyle son bulan toplam 6 seçmeye girdi. Gelecek filmlerde Tony ve Peter arasındaki ilişkinin boyutunu bilen Downey, seçmelerle oldukça ilgiliydi. Downey’nin bu süreçteki tutumunu Sarah Finn şöyle anlatıyor: “Tom’la test çekimi yapmakla kalmadı, birbirlerinin yanında rahat olabilmeleri ve en iyisini yapabilmeleri için onunla çokça zaman geçirdi.”
Scarlett Johansson
Başrolünde olduğu Lucy ve MCU’da canlandırdığı Natasha Romanoff karakteriyle aksiyon oyuncusu olarak yıldızı parlasa da, Scarlett Johansson 2009’da Black Widow olarak seçildiğinde bu alanda çok da tecrübeli değildi. Şimdilerde ise, yani Johansson’ın Black Widow olarak karşımıza çıkışından on yıl sonra, kendi solo filmi ile bir kez daha hayranların karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Sarah Finn, Johansson’ın Black Widow’u nasıl seyircilerin gözdelerinden biri haline getirdiğini şu sözlerle anlatıyor: “Belki sadece bir veya iki film olurdu. Fakat karaktere bürünüşü o kadar çekici ve düşünceliydi ki, Natasha’yı başladığı noktadan çok farklı bir yere, bencil olmayan bir lidere dönüştürdü.”
Lupita Nyong’o
Lupita Nyong’o 12 Years a Slave ile Oscar kazanıp Hollywood’un en çok talep gören oyuncularından biri olmadan evvel, Marvel zaten oyuncuyu gözüne kestirmişti. Nyong’o Black Panther kadrosuna Nakia olarak katılmadan önce, Guardians of the Galaxy’de Nebula’ya hayat vermek için seçmelere katılmıştı. “Nakia rolünü direkt teklif ettik. Uzun, çok uzun zamandır radarımızdaydı zaten. O inanılmaz, olağanüstü bir yetenek.” diye anlatıyor Finn.
Chris Pratt
Chris Pratt’in Guardians of the Galaxy’nin Star-Lord’u oluş sürecinde önünde birtakım engeller vardı. İlk olarak, Pratt’in en bilinen rolü Parks and Recreation’deki Andy Dwyer rolüydü; onu bir aksiyon oyuncusu olarak öne çıkaran herhangi bir rolü yoktu. Dahası, filmin yönetmeni James Gunn rol için Pratt’le görüşmek bile istememişti. Gunn tereddütünden kurtulduğundaysa bu sefer Pratt seçmelere katılmak istememişti. Evvelinde Captain America için de seçmelere giren Pratt, nihayetinde Star-Lord olarak karşımıza çıktı. “Adeta bir meydan okumaydı. Ama ikisi [Gunn ve Pratt] tanıştıktan sonra gerisi tarih oldu. Çok iyi anlaştılar, ki bence Star-Lord’u bu kadar sevilir yapan aralarındaki ilişkinin iyi oluşuydu.”
Kaynak: The Hollywood Reporter