Covid-19 salgını, her bireyi ve sektörü etkilediği gibi sinema dünyasında da işleri alt üst etti. Pandemi süresince pek çok ülkede sinema salonları kapatıldı. Yapım şirketleri çekimlerini durdurdu, vizyona girmeyi bekleyen filmlerinin vizyon tarihlerini belirsiz bir süreliğine erteledi. Bünyesi altında dijital bir platformu olan veya bu platformlarla anlaşması olan bazı şirketler, filmlerini “seç-izle” formatıyla bu platformlarda izleyiciyle buluşturma kararı aldı. Warner Bros. ve Disney, büyük bütçeli bazı yapımlarının vizyon tarihlerini ertelerken bazı yapımlarını ise kendi platformlarından yayınlayacaklarını açıkladı. Universal Pictures, pandemi başlangıcında vizyona girdiği için gişede istediğini elde edemeyen The Invisible Man, The Hunt, Emma gibi filmleri dijital olarak izleyiciye sundu. Buna ek olarak bazı filmlerinin vizyon tarihini erteleme kararını geri çekti. 2016 yapımı Trolls’ün devam filmi Trolls: World Tour da bu filmlerden biriydi. Film planlandığı gibi vizyon tarihi olan 10 Nisan’da, hala açık olan az sayıdaki sinema salonlarında ve Amazon, Comcast, Apple ve FandangoNow gibi dijital platformlarda izleyiciyle buluştu ve belki de pandemi sonrası sinema sektörünü büyük ölçüde etkileyecek başarılara ulaştı.
48 saatlik kiralama süresi ve ortalama 19.99$’lık fiyatıyla Trolls: World Tour, dijital olarak vizyona giren filmler arasında en iyi açılış gününe sahip olan Jurassic World: Fallen Kingdom’dan 10 kat daha fazla izlenerek yeni bir rekora imza attı. Yayınlandığı dönemde Amazon Prime’da en çok kiralananlar listesinde 1 numaraya ulaştı. FandangoNow filmin ilk 3 gününde platformun en çok satılan içeriği olduğunu, en iyi açılış günü ile en iyi açılış hafta sonu rekorlarının yeni sahibi olduğunu ve platformun en çok ön sipariş verilen içeriği olarak rekor kırdığını duyurdu.
Serinin ilk filmi Trolls dünya çapında birçok ülkede vizyona girerken Trolls World Tour sadece yayınlandığı platformların faaliyet gösterdiği belirli ülkelerde izleyiciye ulaştı. Buna rağmen serinin devam filmi, The Wall Street Journal’ın açıklamasına göre ilk üç haftasında 100$ milyon hasılata ulaştı ve Amerika baz alındığında ilk filmin aynı sürede ulaştığı hasılatı geçti. Journal’ın aynı haberinde yer alan açıklamaya göre ise Trolls World Tour, yapım şirketine ilk filminin beş aylık vizyon macerasında elde ettiğinden daha çok kâr getirdi. Çünkü sinemada vizyona giren filmlerden %50 oranında kâr eden yapım şirketleri, dijital olarak yayınlanan filmlerinden %80 oranında kâr elde ediyor. Tüm bu bilgileri göz önünde bulundurursak Universal Studios’un başarılı bir hamlede bulunduğunu söylemek yanlış olmaz sanıyorum.
Şirket de aynı şekilde düşünmüş olacak ki NBCUniversal’ın başkanı Jeff Shell, “Trolls World Tour’la elde edilen sonuçlar beklentilerimizin çok ötesinde oldu ve “seç-izle” formatının uygulanabilirliğini gösterdi. Sinema salonları yeniden açılır açılmaz filmlerimizi her iki formatta da izleyiciyle buluşturmayı umuyoruz.” açıklamasını yaptı. Ancak zaten pandemiyle oldukça sarsılan sinema sektöründe işler bu açıklamadan sonra daha çok karıştı. Çünkü Shell’in bu sözleri, dünyanın en büyük sinema salonu zincirlerinden AMC Theathers’ı oldukça kızdırdı. AMC’nin CEO’su Adam Aron, “Universal’ın tek taraflı eylemleri ve niyetleri bize başka seçenek bırakmadı.” dedi ve böyle bir durumda Universal filmlerinin salonlarında gösterime girmesine müsaade etmeyeceklerini açıkladı.
Filmlerin dijital platformlarda yayınlanmasını sektördeki her paydaş olumsuz olarak yorumlamıyor tabii ki. CJ Entertainment Türkiye’nin Genel Müdür Yardımcısı Ferhat Aslan, Habertürk’e verdiği röportajında şunları söylüyor: “Ortak zevkte buluşan birçok insanın aynı anda aynı ortamda aynı duyguları yaşama tecrübesinden vazgeçmesi dijital dünyanın sunduğu bir deneyim değil. Bu sebeple sinemada izlemeye değer filmler olduğu sürece sinema var olacak ve salonlar dolacaktır. Ancak tabii ki dijitalleşme geleneksel sinemaya zorlayıcı bir güç olacaktır ve bu dijital farkındalığı sektörü daha kaliteli filmler yapmaya zorlayacak. Bu da pozitif yönde evrimleşmeyi sağlayacaktır. Dijital sinemayı; sinema, dijitali destekleyecek, birbirine itici güç olacak. Daha çok ve kaliteli filmlerin önü açılacaktır.”
Peki Universal Pictures’ın Trolls hamlesiyle elde ettiği başarılar izleyici nezdinde dijital platformların “seç-izle” seçeneğinin gerçek başarısı mıdır? Bununla ilgili kesin bir karara varmak şu an için pek mümkün görünmüyor. Çünkü Trolls World Tour her ne kadar şirketi Universal’ın yüzünü güldürmüş olsa da, yayınlandığı dönem ve izleyici kitlesi düşünüldüğünde başarıları oldukça olağan görünüyor. Çocuklara hitap eden bir film olarak, pandemi döneminde kısıtlı alanda kapalı kalan çocuklu ailelerin birlikte izleyip vakit geçirebilecekleri ya da yorgun ebeveynler için çocuklarını sakin tutabilecekleri 95 dakika sunuyor oluşu, yayınlandığı dönem için bu filmi oldukça cazip kılıyor.
Şunu da unutmamak gerekir ki koltuğuna atılan tekmeden, pervasızca yenilen patlamış mısırlardan, filmin en heyecanlı yerinde açılan telefon ışıklarından, ortalama 100 dakika konuşmadan duramayan insanlardan bıkmış olan sinema izleyicisi, sinemada bulamadığı konforu kendi evinde sağlamak istediğinde dijital platformların sağladığı “seç-izle” özelliği izleyiciye aradığı huzurlu bir film seyri sağlıyor. Buna bir de “yeni normal” ile eklenen tedbirler sonucu gelmesi beklenen bilet zammını ekleyince, özellikle ülkemiz sinema izleyicisi için zaten yüksek olan bilet fiyatları daha yüksek bir hal alıyor ve seyirci için kendi konfor alanında film izlemek iyice cazip bir seçenek oluyor.
Öte yandan özellikle büyük bütçeli yapımlar için sinema salonlarının sağladığı yüksek çözünürlüklü görüntü, gelişmiş ses sistemi, IMAX teknolojisi ve tüm bu olanaklarla izleyiciyi filmin dünyasına dahil edebilme özelliği, sinir bozucu diğer etmenlere rağmen izleyici için hala oldukça cezbedici bir ortam sunuyor.
Dijital platformlarla geleneksel sinema salonları arasındaki rekabetin akıbetini belirlemek şu an için zor görünüyor. Ancak salgından etkilenen diğer tüm sektörler gibi, sinema da pandemi sürecinde yaşadığı ve “yeni normal” şartlarda yaşayacağı değişimleri benimseyecek; sektör içinde sunulacak çözümlerle belki bundan birkaç yıl sonra izleyicisine “Eskiden nasıl izliyormuşuz ya?” dedirtecek yeni bir seyir ortamı sunacaktır.