Dune fragmanı yayınlandı ve fotoğraflar yayınlandığından beri heyecanla bekleyen hayranlar, neredeyse tüm içeriklerini anında tükettiler. Biz de elbette heyecanla fragmanı bekleyen ekipten olarak sizlerle görüşlerimizi ve beklentilerimizi paylaşalım dedik.
Fragmanı birkaç aşamada incelemek gerek. Öncelikle tabii ki üç buçuk dakikalık bir içerikten çok şey çıkarmak niyetinde değiliz ancak dikkat çekici bazı noktalar olduğu muhakkak. İlk mevzu renk ve sinema açısından bir değerlendirme yapılması. Sevgili yönetmenimiz zaten Blade Runner 2049, Arrival ve Prisoners gibi filmlerle kendini epey ispat etmiş biri olduğundan bu konularda hayal kırıklığı yaşayacağımızı düşünmemiştim bile. Tahmin ettiğim gibi de oldu. Görsel ve sinematik açıdan büyük keyif alacağız gibime geliyor. Meşhur kum solucanları konusunda da epey uğraş verdiğini söylemişti, övündüğü kadar çıktı solucanlar. Fragmanda bile bu kadar iyi görünüyorlarsa, filmde de müthiş olacaktır kuşkusuz. Caladan gezegeni ve azıcık görsek de Dune’un renkleri ve ambiyansı oldukça iyi olmuş gibi duruyor. Görsel bir şölene hazır olmamız lazım, efekt ve CGI kullanımı da, fragmanda bile iyi gözüküyordu.
İkinci mevzu, oyuncu kadrosu. Oyuncuları tek tek eleştirmek niyetinde değilim. Zaten üç buçuk dakikadan çok da şey çıkarılamaz ancak aradığımız Paul Atreides’ın Timothée Chalamet olduğu konusunda çok da emin olamadım. Paul Atreides elbette ki çok zor bir rol ancak oyunculuk yeteneğinden ziyade orada duruş olarak pek tatmin olmadığımı belirtmem gerek. Lynch’in Paul’ü, hatta pek de başarılı sayılamayacak mini-dizi Dune’daki Paul dahi şu anlık Timothée’den daha uygun Paul’ler gibi duruyor. Zendaya, görünüşte iyi bir Chani gibi duruyor ancak Timothée Chalamet ile pek uyumlu gibi gelmediler ilk sahnelerinden anlaşıldığı kadarıyla. Umarım filmdeki uyum ve sahneleri bu fikrimizi değiştirir. Evrenin en önemli çiftinden bahsediyoruz ne de olsa.
Jason Momoa, elbette stratejik bir hamle olsa da (burada spoiler vermek istemiyorum) biraz filmin ışığını çalacak gibi duruyor. Duncan Idaho ne kadar önemli bir karakter olsa da, filmin hak ettiği derinlik yerine gereksiz aksiyon sahneleri ile dolacağından korkuyorum. Umarım bu hataya düşülmez. Aksiyon elbette çok yoğun olarak yaşandı kitapta da ama hiçbir zaman ana odak olmadı. Özellikle Star Wars, Yüzüklerin Efendisi gibi Dune’un karşılaştırıldığı daha “başarılı” sinema işlerinde aksiyon ve savaş çoğu zaman gerçekten merkez konumda olsa da, Dune’daki savaşlar asla o kadar ön planda olmadılar, daima arkaplan ve karakterler daha önemli oldu. Fragman biraz bu detay konusunda beni endişeye ittirecek kadar çok aksiyon içeriyordu.
Kitaba uygunluk ve uyarlama başarısı olarak bir şey söylemek erken; o konuda bu işe derin bir saygıyla yaklaşıldığını ummaktan başka bir seçeneğimiz yok. Bene Gesserit öğretisinin ilk cümlelerini duyunca elbette bir etkilendik tüm izleyenler olarak, ancak bunun filmden ziyade kitabın etkisi olduğunu unutmamak gerek.
Toparlayacak olursak; umut vadeden noktaları çok olan bir fragmandı ama bazı kırmızı alarmları da görmezden gelmemek gerek. Beklentileri bir miktar düşük tutmak da her zaman faydalıdır. Başarılı bir sinema işi geleceğine dair pek kuşku duymasam da, ne kadar “Dune” olacağı konusunda endişe etmek boşuna gibi durmuyor.
Yine de çok korkmamak gerek, neticede korku aklın katilidir.