Warner Bros’un DC Sinematik Evreni’ni başlatma sebebi, DC Sinematik Evreninin şu anki sorunlarına çok benziyor aslında. Warner Bros şu anda nasıl günü kurtarmak üzerine kararlar alıyorsa, 2011’den önce bu evreni başlatırken de bir anlamda günü kurtarmaya çalışmıştı. Çünkü 2011 yılında Warner Bros’un 10 yıldır devam eden ve hemen hemen her yaz gişeyi sallayan Harry Potter filmlerinin sonu geliyordu. Bu filmlerin takvimde ve gişede yarattığı boşluğun yeni bir film serisiyle doldurulması lazımdı. Bunun için de ortada çok bariz bir cevap vardı.
Warner Bros’un en büyük rakibi Disney, hemen yan kapıda Marvel ile, popülerliği ve gişe performansı gittikçe artan bir canavar yaratmıştı. Sinematik evren kavramı blockbuster filmlerinin geleceğine dönüşmüştü. Warner Bros’un da elinde Marvel’ın ve Disney’in karşısına koyacağı mükemmel bir silah vardı tabii ki. DC Comics. Sonuçta dünyanın en popüler üç süper kahramanından ikisi, Warner Bros’un elindeydi ve Marvel filmleri sağ olsun, sinematik evren kavramının gişede karşılık aldığının neredeyse garantisi vardı. Ayrıca Marvel Sinematik Evreni başlamadan önce DC’nin karakterleri çok daha popülerdi, çünkü Marvel’ın aksine DC karakterlerinin türlü türlü filmi vardı. Üstüne üstlük yine Marvel’ın aksine Warner Bros bütün DC karakterlerinin telif hakkına sahipti. O sıralarda da Christopher Nolan’ın Batman üçlemesi daha final yapmamıştı, 2008’deki The Dark Knight gişede topladığı 1 milyar dolar ile Warner Bros’un o güne kadar çektiği bütün DC filmlerinin zirvesi anlamına geliyordu. Batman filmleri gişede çok başarılı olduğu için de, bu karakterlere bir sinematik evren yaratmak çok mantıklı bir yatırımdı tabii ki.
Stüdyo DC Sinematik Evreninin ilk adımını aslında Man of Steel ile değil, resmen olmasa da Yeşil Fener ile atmaya çalışmıştı ama Yeşil Fener filmi o kadar kötüydü ki, hem gişede yere çakılmış, hem de izleyenler tarafından paramparça edilmişti. Warner Bros Yeşil Fener filmi sanki hiç yaşanmamış gibi yoluna devam etti.
Christopher Nolan Batman serisinin son filmi üzerinde çalışırken, DC Sinematik Evreninin bu sefer gerçekten ilk filmi olacak olan Man of Steel için Warner Bros’tan teklif almış, ama Nolan teklifi reddederek Zack Snyder’ı önermişti. Zack Snyder da o dönemde hem Watchmen, 300 ve Sucker Punch filmleriyle acayip revaçtaydı, hem de bu filmler birer Warner Bros filmi olduğu için stüdyoyla arası da çok iyiydi. Zack Snyder o günlerde DC Sinematik Evreni için acayip ideal bir yönetmendi sizin anlayacağınız.
Zack Snyder ile anlaşılmasının ardından, DC Sinematik Evreninin geleceği, yönetmenin Man of Steel için Warner Bros’a sunduğu fikirlerin üzerine kuruldu. Man of Steel’in vizyona girişinin ve izleyenler tarafından çok beğenilmesinden bir yıl sonra, Ağustos 2014’te, 2016’da başlayıp 2020’de sona eren DC Sinematik Evreninin 10 filmlik takvimi duyuruldu. Man of Steel’den sonra Batman ve Superman’in ilk kez beyaz perdede omuz omuza gözükeceği, Suicide Squad ile ilk kez kötülerden oluşan bir ekibi izleyeceğimiz, sonra da Wonder Woman ile geçmişe, Aquaman ile yedi denizlere, Yeşil Fener ile uzaya konuk olacağımız filmler açıklanmıştı. Bunların üstüne The Flash, Shazam ve Cyborg filmleri ile evren genişleyip, iki tane de Justice League filmi izleyecektik ve bunların hepsi 4 yıl içinde olacaktı.
Filmlerin yönetmenleri ve yazarları yavaş yavaş belirleniyor, başrol oyuncularını bizzat Zack Snyder kendi seçiyor ve herkesi kendi filmlerinde görmeden önce ekibin neredeyse tamamını ilk olarak Batman v Superman’de izlemeyi bekliyorduk. Marvel’ın gittikçe birbirine benzemeye başlayan filmlerinin ardından, Marvel filmlerini çocukça ve ciddiyetsiz bulan seyirciye yeni bir şey sunan Zack Snyder, evrenin bundan sonraki filmleri için de bunun sinyalini vermişti ve duyurulan filmlerden gelen ardı arkası kesilmeyen güzel haberlerle, DC hayranı olmak için mükemmel bir zamandı.
Ne ters gidebilirdi ki?
Zack Snyder’ın DC Sinematik Evreni için aklında 5 filmlik bir plan vardı. Batman v Superman’in de zaten tek başına bir film olmadığı, gelecek filmlere bağlanacağı çok açıktı, belki de filmin bu kadar ağır eleştirilerle karşılanmasının en büyük nedenlerinden biri buydu. Tek bir film için çok fazla şeyin temelini atmaya çalışıyordu. Batman v Superman’in ardından çıkacak sıradaki DC Sinematik Evreni filmi Suicide Squad’ın hem yönetmenliğine hem de yazarlığına David Ayer getirildi, ama adamın senaryoyu yazmak için sadece altı haftası vardı. Çünkü filmin vizyon tarihi çoktan seçilmişti ve çekimler başlayacaktı. İşte tam buradan sonra DC Sinematik Evreninde bir şeyler değişmeye başladı.
Batman v Superman’e gelen olumsuz tepkiler ve filmin gişede isteneni karşılayamaması, Warner Bros’un DC Sinematik Evrenine olan bakışını tamamen değiştirdi. Herkes filmin çok karanlık olduğunu söylüyordu. Gişede de hedefine ulaşamayınca, Warner Bros istikamet değiştirdi. Aynı dönemde 54 milyon bütçeyle 700 milyon hasılat yapan Deadpool, Suicide Squad için bir anda ilham kaynağı oluverdi. Warner Bros filmin kontrolünü David Ayer’den alarak tekrar çekimlerle Suicide Squad’ı çok acayip bir şeye çevirdi. Zaten filmin fragmanlarını kronolojik olarak izlerseniz yapılan ton değişikliğini çok açık şekilde görürsünüz. Bu durumdan Zack Snyder’ın 5 filmlik planı da nasibini aldı. Justice League’in planlananın aksine, Superman’i hayata döndüren, gelecek filmlere bağlanmayan tek başına bir film olmasını istediler.
Warner Bros, Justice League’in iki saat uzunluğunda olmasını istiyordu ama Zack Snyder 3.5 saatlik çekim yapmıştı, yazılan ve anlatılmak istenen hikaye 3.5 saatti. Söylenenlere göre 3.5 saatlik bir filmin vizyona sokulmayacağını bilen Zack Snyder, filmi önce 3 saate, daha sonra da 2.5 saate kadar indirdi ama Warner Bros filmin 2 saatten fazla olmayacağı konusunda ısrarcıydı. O sıralarda da Zack Snyder’ın kızının intihar etmesiyle yönetmen ailesinin yanında olmak istediğini ve Warner Bros ile filmin uzunluğu konusunda savaşmaya devam edecek hevesi ve enerjisi olmadığını belirterek filmin yönetmenliğinden ayrıldı.
DC Sinematik Evreninin bayır aşağı çöküşü Zack Snyder’ın filmden ayrılmasıyla resmen başlamış oldu. Yönetmenliğe Marvel’ın Avengers filmlerini yöneten ve özgeçmişinde iki tane 1 milyar dolar hasılatlı film olan Joss Whedon getirildi ve 80 sayfalık bir senaryo yazıp 25 milyon dolar tutan tekrar çekimlerle filmi tamamen değiştirdi. Ortaya çıkan ucubeyi, rezaleti, faciayı hepimiz biliyoruz zaten. Joss Whedon’ın Batman’i getirdiği hali, Superman’in yamuk yumuk ağzını, görsel efektle yaptıkları ellerini, Wonder Woman’ı objeleştirmesini. Hatta Gal Gadot o malum Wonder Woman ve Flash sahnesini çekmeyi kabul etmeyince sette çalışan bir fotoğrafçı Joss Whedon’ın Gal Gadot’u bir odaya kilitleyip kariyerini bitirmekle suçladığını söyledi. Joss Whedon sahneyi Gal Gadot olmadan bir dublörle çekmiş. Sahnede Wonder Woman’ın yüzü bu yüzden gözükmüyormuş. Ki Joss Whedon aynı sahnenin bire bir versiyonunu Age of Ultron’da Scarlett Johansson’un üzerine düşen Mark Ruffalo ile çekmişti. Bugüne kadar çok çizgi roman uyarlaması izledim, Justice League keşke yaşanmasaydı dediğim çok nadir filmlerden biridir. Justice League’den sonra evrenin bütünlüğü o kadar bozulmuştu ki, DC filmlerinden sorumlu Walter Hamada çıkıp ”Biz ortak bir hikaye değil, solo hikayeler anlatıyoruz.” gibi talihsiz bir açıklama yapmak zorunda kalmıştı. Hatta evrenin diğer filmlerinin yönetmenleri tarafından bile Justice League o kadar ciddiye alınmadı ki, Wonder Woman 1984’ün yönetmeni Patty Jenkins ”Bu filmi çekerken olayları Justice League’e uydurmaya dikkat etmedim.” demişti.
Zack Snyder’ın ayrılışından itibaren izlediğimiz hiçbir film bize vaat edilen sinematik evrenin tadını vermedi, hatta daha kötüsü, bir sinematik evren yerine birbirinden bağımsız filmler çıkıyor gibiydi. Warner Bros nerede popülerlik varsa parasını oraya yatırıyor. Superman gibi, Batman gibi elindeki en büyük karakterlere solo film çekmek yerine, Harley Quinn’e film çekiyor, Suicide Squad’a yeni bir film daha çekiyordu. İnanır mısınız DC Sinematik Evreninde en çok ekran süresi olan karakter Batman değil, Superman değil, Wonder Woman hiç değil. DC Sinematik Evreninde en çok ekran süresi olan karakter Harley Quinn. Bu da zaten evrenin nasıl bir hale geldiğini çok güzel özetliyor.
Ama şimdi önümüzde küllerinden doğan, izleyebileceğimizi hiç düşünmediğimiz, bir gün izlesek bile bundan en az 15 yıl sonra izleriz dediğimiz bir film var. Zack Snyder’ın Justice League’i. 4 saatlik, kesintisiz bir DC Sinematik Evreni şöleni. Zack Snyder’ın 5 filmlik planına devam edilir mi hiç bilemiyorum, ihtimal yok desem yanılmış olurum. Çünkü gerçek Justice League’in yayınlanmasına da ihtimal verilmiyordu.