Disney’in Yeni Harikası: Raya ve Son Ejderha

Uzun zaman önce, Kumandra’nın fantastik dünyasında insanlar ve ejderhalar uyum içinde birlikte yaşadılar. Ancak, Druun olarak bilinen, insanları taşa çevirme özelliğine sahip uğursuz canavarlar Kumandra’yı tehdit ettiğinde, ejderhalar insanlığı kurtarmak için kendilerini feda ettiler ve son ejderha Sisudatu tüm ejderha enerjisini bir mücevherde topladı. İnsanlar birlik olmaları gereken bu durumda mücevhere sahip olmak için çatıştılar ve Kumandra beşe bölündü. Şimdi, 500 yıl sonra, aynı canavarlar geri dönmüşken son ejderhayı bulmak ve Druun’u sonsuza dek durdurmak Kalp bölgesinin mücevher koruyucusu prensesi Raya’nın kaderidir.

Bir süredir sadece yeni versiyonlar ve devam filmleri çekerek seyirciyi bıktıran ve nadiren orijinal işler ortaya koyan Disney, sonunda izleyicisini memnun edecek yeni bir filmle karşımızda; Raya ve Son Ejderha! Günümüzde, izleyicisine tek tip insanlar ve mekanlar sunmak yerine dünyanın çeşitli yerlerinden hayal dünyaları yaratan Disney, bu film ile bizi hem Güneydoğu Asya esintileri taşıyan mistik bir ülkeye götürüyor hem de farklı bir etnik kökenden olan yeni Disney prensesimiz Raya ile tanıştırıyor.

Raya ve Son Ejderha’nın en etkileyici özelliklerinden biri; olayların yaşandığı hayali Güneydoğu Asya ülkesi Kumandra’nın tasarımı. Ülkenin bölünen beş kısmının da kendine has bir benliği var ve her biri özenle oluşturulmuş. Çöllerden karlı dağlara, yağmur ormanlarından su kasabalarına dek farklı ve özgün bir biçimde tasarlanan bu mekanlar görsel açıdan harika bir deneyim sunuyor. Öyle ki; bu filmi sinema salonlarında izleyememiş olmamızın büyük bir kayıp olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Ana karakterimiz Raya, son derece güçlü bir karakter. Yalnız çıktığı yolda zekası ve kabiliyetiyle zorlukların üstesinden gelip aynı zamanda iyi kalbiyle de insanların güvenini bu yolculuğunda kendisine katılmalarını sağlayacak kadar kazanıyor. Kararlı ve azimli savaşçı prensesimizin kişiliği ve görünüşü Avatar Korra’yı da hatırlatıyor zaman zaman.

En az Raya kadar önemli olan bir diğer karakterimiz ise son ejderha Sisudatu, kısaca Sisu. Sisu, Awkwafina tarafından seslendirilmesiyle eşsiz bir karaktere dönüşüyor. Awkwafina’nın Sisu’yu seslendirme tarzı filme renk katıyor. Asya kültürlerinde olduğu gibi kanatsız ve sürüngene benzer formda çizilmiş Sisu’nun tasarımının oldukça güzel olmasına karşın yüzünün Elsa’ya benziyor oluşu da gözlerden kaçmıyor.

Raya ve Sisu kadar filmdeki yan karakterler de büyük önem taşıyor. Her bir karakterin hikayesi, en az ana karakterinki kadar önemli ve eğlenceli. Raya’nın yolculuğu sırasında gittiği bölgelerde tanıştığı bu kişiler, normalde farklı bir bölgeden olduğu için düşman gözüyle bakacakları Raya’ya güvenip ona yolculuğunda eşlik ediyorlar. Filmin ana teması olan “güven” kavramı, Raya ve yeni dostları üzerinden yön bularak, bu kişilerin birbirlerine güvenmeleriyle Kumandra’yı birleştirme ve kurtarma
yolundaki ilk adımlar da atılmış oluyor.

Filmin merkezindeki güven teması eşliğinde pek çok konuya değiniliyor. İnsanların aç gözlülükleri ve korkularının bir ülkeyi nasıl parçalayıp yıkıma sürüklediği ve ardından birbirlerine duydukları güven ve empati sayesinde nasıl iyileştikleri anlatılırken, başkalarına güvenmenin yanı sıra insanın kendisine olan güvenine de değinen film sadece görselliğiyle öne çıkan bir yapım olarak kalmayıp aynı zamanda senaryosunda barındırdığı anlamla da değer kazanıyor.

Raya ve Son Ejderha size iyi bir filmden bekleyebileceğiniz her şeyi veriyor. Macera dolu bir yolculuk, heyecanlı dövüş sahneleri, renkli karakterler ve canlı atmosferiyle izleyene harika bir deneyim sunuyor. Her şey bir yana, sadece görsel güzelliği için bile izlenebilecek bir film bu; Güneydoğu Asya manzaraları eşliğindeki bir görsel şölen. Şimdiden 2021 yılının en iyi animasyonları arasında olacağı kesin. Hiç tereddüt etmeden izleyin ve Raya’ya Kumandra topraklarındaki sihirli yolculuğunda eşlik edin.

Yazan: Selin Kurtulmuş – @Selin_Kurtulmus

Yorumlar